Başına bir iş gelmediyse zannederim hala oradadır Şeker Hayat. Eyüp Sultan’da, camiye yakın bir İstanbul konağında tanışmıştım onlarla.
Hikâye uzun. En iyisi baştan anlatmak…
Eyüp ile ilgili bir belgesel çekiyordum. Ekipten arkadaşlar dediler ki “abi, burada Şeker Hayat diye bir kurum var, onu da çekmek ister misin?” “Nedir?” diye sordum. Otistik çocukların nikâh şekeri yaptıkları bir yermiş. “Eh, çekelim madem” dedim gönülsüzce. Gönülsüzce, çünkü
belgeselle doğrudan ilgili bir mesele
değildi benim açımdan.
İki gün sonra çekim planı dâhilinde gittik Şeker Hayat’a. İşte o gündür benim otizm meselesine bakışımı kökünden değiştiren. Adına “Kader” diyeceğim o muhteşem kızı orada tanıdım çünkü.