Dünyanın en gergin bekleyişiydi. O babanın yüzünde gördüm bunu. “Bir mucize olur inşallah” diyordu o esnada oradaki varlığından haberdar olmadığı kameraya. O da madenciymiş ve emekli olmuş. Şimdi de grizu patlamasının ardından bir mucize olmasını, oğlunun sağ salim yeryüzüne çıkmasını, oğluna kavuşmayı bekliyor.
Çocukluğumdan beri bu şahit olduğum, haberini üzülerek izlediğim kaçıncı grizu patlaması bilmiyorum. Umudun sessizliğe, sessizliğin çaresizliğe, çaresizliğin yılgın bir öfkeye dönüştüğü kaçıncı patlama bu, bilmiyorum.
Nesillere sari bir çaresizlik biçimi bu. Her sabah yerin altına “belki ışığı son kez görüyorum” duygusuyla inmenin çaresizliği. Ekmek parasının derdine düşmüş olmanın çaresizliği. “Kabul edilebilir zayiat” kabul edildiğini bilmenin çaresizliği.
“Kader” diyecek bazıları....