Biraz şu: Geçtiğimiz yıl yaşadığımız Ramazan için “inşallah bunca mahzun yaşadığımız son Ramazan bu olur” diye dua etmiştim. Hatırlayacaksınız. Evlerimizden çıkamamış; anne-babamızla, sevdiklerimizle bir iftar paylaşıp sevincini yaşayamamıştık. Zannediyorum bu sene de mecburen böyle geçireceğiz Ramazan ayını. Belki geçen seneki kadar “sert” olmayacak mahzunluğumuz ama yine de mahzun olacağız.
Biraz da şu: Ramazan, biliyorsunuz “toplumsal bir dayanışma ve bereket ayı” olarak gelir konar kalbimize. Fakirin, ihtiyaç sahibinin “sevindiği ay” olarak kayıtlanır. Küresel pandemi ve hayat pahalılığı yüzünden bu yıl da, tıpkı geçtiğimiz yıl olduğu gibi “ihtiyaç sahibi” olanların hizmetine iki kat seferber etmeliyiz kendimizi. Küresel pandemi ve hayat pahalılığı yüzünden “düne kadar ihtiyaç sahibi olmayan” insanların, ailelerin de ihtiyaç sahibi haline gelebildiğini geçen yıl müşahede etmiştik. Bu yıl da bu durumun sürdüğünü akıldan çıkarmayalım.
İyilik ile teknolojinin imkânlarını birleştirerek “insan...