Ne denmişti: ‘Neye inandığın çok önemlidir. Ancak neye inandığın kadar önemli olan bir başka şey de inancının seni nasıl bir insan haline getirdiği, inancının ne işe yaradığıdır.’
Bu, burada bir dursun.
Geçtiğimiz Cumartesi günkü yazımda Maturidi zihin hakkında yazmaya çabalamıştım. Yani dünyaya Selçuklu ve Osmanlı başta olmak üzere pek çok önemli siyasi ve kültürel ada armağan eden düşünsel gelenekten bahis açmıştım. Oradan devam etmek isterim.
Maturidi zihin yapısının son derece önemsediğim ilk kavramı ‘etkileşim’dir. Ne demek bu? Karşılaştığı herhangi bir duruma, olaya, gelişmeye, bilgiye kendini kapatmamak. Durumla, olayla, gelişimle, bilgiyle ilişki kurmaktan çekinmemek, bundan geri durmamak. Bilgisayar tabiriyle ‘upgrade olmaya’ uygun durumda tutmak kendini.
Bu etkileşim bir insanı, bir toplumu, bir devleti ‘güncel’ tutan temel yaklaşımdır. Donmuş, an’dan kopuk, şimdide yaşamayan değil; canlı; an’ı ve onun getirdiklerini önemseyen bir toplumsal yapı ortaya çıkar Maturidi zihinle. Bununla aynı zamanda ‘Maturidilik kesin olarak muhafazakarlığa, mevcut durumu muhafaza etmek için yırtınmaya karşıdır. Mevcut durumu sürekli geliştirmekten yanadır’ da demiş oluruz.
Bence ikinci önemli kavram ise ‘açık ilişki/açık toplum’ kavramıdır. Yine bilgisayar kavramıyla örneklemek gerekirse Maturidi zihin ‘open source/açık kaynak’ bir zihindir.