Yıldızları kırpıp donanma feneri yapmak ilk kez kimin aklına gelmişti? Kısık sesle anlatılan hikayelerin konusu ne olurdu? Bir ikindi sonrası amcalarla iki lafın belinin kırıldığı serin ve gölgeli cami avlularında neyi arardı insan ve bulur muydu aradığını? Uzayan gecelerin dibinde dostluktan başka ne kalırdı elimizde? De bana: Kalbi kırılmış çocuklara yazılan şiirlerin saklı olduğu sandığın anahtarı kimdedir ve nasıl ele geçirilir?
İnsanın anladığı nedir ve nedir anlamak istediği? Anlasa, yuvasını bulmuş göçmen kuşun kendisini avuttuğu gibi avutur mu kendini? Yahut anlamamak mıdır gerçek avuntusu insanın? Anlasa üzülür mü, üzülse sever mi? Sevmek midir gerçekten kalmaya sebep yahut sevilmek mi? De bana: Taflan ısıtıp sürse geçer mi insanın gönlünün kırgınlığı?
Yaz yağmurunun yağdığı bir Bursa’da ıhlamur kokusu mudur tercihin, Maraş’ın kavurucu sıcağında ikram edilen reyhan şerbetinin rengi mi?...