Saadet Partili “tutuk” hesaplar çarşambadan beri, yani Saadet Partisi’nin doğrudan “İran’ın arka bahçesi” haline geldiğini açık açık anlattığımdan beri üzerimde tepiniyorlar. Rahmetli anneme küfür etmekten tutun da bin türlü tehdide kadar akla gelebilecek her şey. Tabii ki alayını dava ettim ve tabii ki kazandığım tüm tazminatları Gazze’ye yollayacağım.
İnsanın “Bana kızacaklarına Saadet’i İran’ın ‘saadetli bahçesi’ haline getiren Saadet Partili tiplere kızsalar daha hayırlı bir iş yapmış olurlar” diyesi geliyor gelmesine de sonra “boşuna çaba” deyip vazgeçiyor. Ben Saadet Partili olsam mesela Birol Aydın’a falan bazı sorular sorarım. Mesela daha 2014’te falan sağda solda “İran hakkında çok şey etmeyelim” diyorlar mıydı? Diyorlardıysa, Suriye’de yüzbinlerce insanın kanını elinde bulunduran İran’ı koruyup kollamalarının sebebi neydi? Saadet Partili ekip Suriye’ye, Beşşar Esed’e niçin, kimlerin yardımıyla, hangi konuları konuşmak, hangi pazarlıkları yapmak için gitti? İslam’ından Erhan’ına Türkiye’nin mimli İran etki ajanları Saadet Partisi’nin bir kanadı üzerinde niçin bunca etkili?
Dahası da var da cidden bu “boşuna çaba”yı sürdürme niyetinde değilim. Daha...