Yine gelip dayandık o anlamsız ayrışmaya. Bir tarafta sokak hayvanları yasasıyla sokak köpeklerinin bire kadar kırılacağını, katledileceğini düşünen sözüm ona hayvan severler; diğer tarafta “öldürelim, bunun başka yolu yok” diyenler.
Meseleyi biraz geriden ve etraflıca konuşmaya mecalimiz kaldı mı bilmem ama an itibariyle bunu sonuna kadar konuşmamız gereken yere geldik.
Öncelikle bazı basit ilkelerde anlaşmayı denesek. O ilkelerden biri şu olsa: “Allah’ın yarattığı her canlı varlık, kendine uygun varlık bölgesinde özgürce yaşamayı hak eder.” Bir başkası şu olsa: “İnsan, yaratılmış varlıkların en yücesi olabileceği gibi, en aşağısı da olabilir.” Bir başkası şu olsa: “İnsanın, dahası insan yavrularının hayatına kast eden sorunlarla mücadele etmek gerekir.”
Daha da geriye gidelim. Bugün Türkiye’de büyük bir soruna dönüşen sokak hayvanları meselesinin bu noktaya gelmesinin üç temel nedeni var. Birincisi, hiç şüphe yok ki, sokak hayvanları konusu uhdelerine verilen yerel yönetimlerin süreç içerisinde bu işi dört başı mamur şekilde çözmemiş olmaları. Hayvanları usulünce kısırlaştırıp barınakta “gerçek hayvan severlerle organize olacak şekilde” yaşatamamaları....