Kalsın o sende ve seninle.
Gecenin ve gündüzün sahibini, açığın ve gizlinin sahibini, uzayan hikayelerin ve kısacık mutlulukların sahibini anıcak aydınlansın yüzün. Aydınlansın ki şairin “bir şulesi var ki şem-i canın / fanusuna sığmaz asumanın” dediği yerde bulasın kendini.
Geçesin kendinden. Öyle geçesin ki şarabı serap bilesin. Serabı sahi zannedesin. Dahi yanasın. Yanıp kavrulasın. Kavrulup pişesin. Dahi pişip akasın. Akıp doyurasın kurdu kuşu. Dahi Şehriyar’ın “herkes sana ulduz deye / özüm sana ay demişem” dediği yere gelesin. Döne döne yok olasın. Yok ola ola varlık bula cismin.
O hikayeyi şöyle anlatan da var. Ben onun yalancısıyım.
Adem aleyhisselam cennette uykudan uyananda yanında Havva...