Yemeklerde bile işi pornografiye döken modern insanın, başkasının ölümü karşısında aynı tavra ilerleyemeyeceğinin garantisi zaten yoktu. O zaman o en sert cümleyi en başta edeyim: “Narin’in ölümü devasa bir kamusal pornografiye dönüştü.”
Şimdi geriden alabilirim meseleyi.
Benim yazıyı yazdığım dakikalarda Narin kızın ölümü ile ilgili hemen hiçbir şey netleşmemişti. Ancak bir şey acayip netleşmişti zihnimde: Bu toplumu artık olsa olsa “hasta” diye nitelendirebiliriz.
Narin cinayetiyle ilgili sosyal medya yargısı devreye girdi ve insanlar aynı zamanda dedektif, aynı zamanda avukat, aynı zamanda adli tıp uzmanı, aynı zamanda savcı ve hâkim olarak bir çocukcağızın ölü bedeni üzerinde ne denli tepinilebilirse o denli tepindiler. Narin’in minicik omuzlarına hiç olmadık meseleler, hiç olmadık sorunlar yerleştirdiler ve bunu da “küçük bir kızın ölümünden duydukları üzüntü” ile izaha yeltendiler. Bu yaptıklarının “ölüm pornografisi” olduğunu akıllarının ucuna bile getirmediler ve “acaba bu ölümden bir toplumsal hoşnutsuzluk, bir kargaşa çıkarabilir miyiz?” sorusunun peşine düştüler.
Aklını henüz yitirmemişler için Narin’in ölümü ile ilgili kesin olarak...