Geç tanıdığıma üzüldüğüm bir “ağabey” olan Rüstem Keleş ile son beş altı aydır bulduğumuz her fırsatta Sezai Karakoç’tan açıyoruz bahsi. Sezai Bey’i uzun süredir tanıyan Keleş, Üstadın pek fazla bilmediğim hususiyetlerini anlattıkça içimden şu cümleyi kurarken yakalıyorum kendimi: “O da adam, biz de adamız… Yalnız şu farkla ki onun adamlığı Dicle cesametindeyse bizim adamlığımız çocuk parklarına yapılan yapay şelaleler mesabesinde…”
Neresinden başlayayım? Şurasından: Sene 2021 iken, tabiri caizse ağzını doldura doldura konuşmak kolay. “Şunu yapmak lazım, bunu yapmak lazım, şu konuda eksik kalmamak lazım” diskurları çekmek de, bir şey yapmaya gerçekten niyetiniz varsa ona kaynak bulmak, onu hayata geçirmek de kolay. Oysa Sezai Karakoç ve kuşağı için “bir şey yapmak” demek, yapılan o şeyin altına bütün gövdenle, her şeyi göze alarak girmek demekti.