Omuzlarından tutup sarsmak istiyorum.
Ona demek istiyorum ki “başarılarını bana anlatıp durma. Sana başarı diye öğretilen tüm yanlışların sorumlusu kimse git ve onunla yüzleş. Babanla, abilerinle, annenle ya da dostlarınla. Ben başarmaya gelmediğim bu dünyada başkalarının başarı hikâyelerini dinleyerek çürümek istemiyorum. Git ve bilet sat bir konferans düzenleyerek. Adını ‘10 adımda nasıl başardım?’ koy. Sonra da başını yastığa koyunca hayatının tüm başarısızlıklarını, tüm olmamışlıklarını, tüm çaresizliklerini düşünerek kaçır uykunu. Ve düşün neyi biriktirdiğini ve neyi kaçırdığını elden.”
Omuzlarından tutup sarsmak istiyorum.
Ona demek istiyorum ki “sana uzatılan her havuca kayıtsız şartsız gönül indirmendeki hamlığı ne zaman fark edeceksin? Seni bizon sürüsü avlar gibi avladıklarını ve kendine ait zannettiğin fikirlerin, zevklerin, alışkanlıkların, hayallerin, hedeflerin tamamının ikinci el olduğunu ne zaman kavrayacaksın? Allah’ın ‘hiç mi akletmez misiniz?’ sorusuna her seferinde ‘başkaları benim yerime düşünüp, akledip dururken buna ne gerek var?’ cevabını verdiğini gerçekten mi fark etmiyorsun? Kimsenin kimseden farkı kalmadığını hissetmiyor musun?...