Önce 26 Temmuz 2016 günü, yani 15 Temmuz hain darbe girişiminden 11gün sonra bu sütunlarda yayınlanan ‘Adalet gecikmez tez verilmeli’ başlıklı yazımdan bir cümle aktarayım: ‘Meselenin bir başka boyutu ise ‘adaletin ivedilikle ve en acımasız cezalarla’ hayata geçmesidir. Zannediyorum Adalet Bakanlığı bu konuda bir olağanüstü hal uygulayacak ve bu davalar hızla sonuca bağlanacaktır.’
Sonra da durduğum yer belli olsun diye şunu ilan edeyim: ‘Kim FETÖ’cü ise, hatta kimin FETÖ denilen aşağılık terörist sürüsüyle iltisaklı olduğu tespit edilirse onun yeri hem bu dünyada hem de öteki dünyada cehennemin ta dibi olsun.’
Netleştiysek size tuhaf bir hikâye anlatmak istiyorum. Anadolu’nun bir ilçesinde, adı bende mahfuz bir mağdurun hikâyesini... Hikâyemizin kahramanı, yaşadığı ilçede 1960’lı yılların sonundan itibaren MNP, MSP, RP çizgisi içerisinde aktif siyaset yapmış, ilçedeki her türlü siyasi faaliyetin tam içerisinde bulunmuş, AK Parti’nin kurulmasıyla birlikte de ‘kurucu’ olarak bu partide yerini almış bir isim.
Bu ismin telefonunda ByLock denilen programa giriş tespit edilmiş. Bilgi doğru. 2014’ün 7, 8 ve 9. aylarında toplam 19 kez ByLock girişi var. Fakat buraya dikkat: Her giriş toplam sadece 1 saniye sürmüş. Şimdi telefonunuzdan herhangi bir uygulamaya girin ve 1 saniyede o uygulamada ne yapabileceğinizi deneyin lütfen.
Bu girişlerle ilgili bilirkişi raporu ne peki? ‘Evet, ByLock girişi var ama içerik tespit edilemedi.’ Normal tabii. Çünkü birer saniye girdiğiniz herhangi bir programda herhangi bir içerik oluşturamazsınız.
Bahsettiğim ismin FETÖ ile herhangi bir başka iltisakı da yok. Ne banka hesabı, ne sohbetlere katılım, ne okullarda çocuk okutmak, ne himmet vermek, ne gazete aboneliği… Hiçbir şey, ama hiçbir şey…