İsmail Kılıçarslan Yeni Şafak Gazetesi

Sahnenin önündekiler

https://w.soundcloud.com/player/?url=https%3A//api.soundcloud.com/trac Korkunç bir noktaya geldik çattık. Günlerdir konuştuğumuz ve detayları ortaya çıktıkça “bu kadar da olmaz” dediğimiz ‘Yenidoğan...

27 Ekim 2024 | 0 okunma

https://w.soundcloud.com/player/?url=https%3A//api.soundcloud.com/trac

Korkunç bir noktaya geldik çattık. Günlerdir konuştuğumuz ve detayları ortaya çıktıkça “bu kadar da olmaz” dediğimiz ‘Yenidoğan Çetesi’ hakkında hazırlanan iddianamenin satır aralarını okuyorum. Başhekim, doktorlar, hemşireler, ambulans şoförleri, belediye çalışanları ve acilciler… Hepsi iyi eğitimler almış, zorlu sınavlardan geçmiş ve insana hizmet etme odaklı mesleklerine atılmışlar. Sonra da para için birer katile dönüşmüşler. Tapeleri okudukça insanın aklı ermiyor! Düşünmeden edemedim. Bebeklerin ölümüne sebep olarak veya sağlık sorunları istismar edilerek kazanılan o para var ya o para… Güya “nitelikli” ve toplumun üst tabakasından olan doktorları, hemşireleri insanlıktan çıkaracak büyüklükte miydi?

Bu sorunun yanıtını “bir bilene” sordum ve aldığım yanıtlarla daha da şoke oldum.

Önce biraz başa saracağım. Kim mu bu bir bilen? Kendisi doktor. Cerrah. Doktorlara meslekleri gereği can emanet edilir, benim bu arkadaşıma aklınıza gelen kıymetli ne varsa bırakabilirsiniz. İşini çok iyi yapan bir cerrahtır ama her şeyden önce ahlak ve namus adamıdır.

Bundan 8 sene önce İstanbul’un çeperlerinde bir hastane açma girişiminde bulundu. Gecesini gündüze kattı. Hastane binasının en iyisini yapmak, hastalara hizmetin de en iyisini vermekti derdi. Aylarca bürokrasiyle uğraştı. Rüşvet yedirmediği için işleri yavaşlatıldı, engeller çıkartıldı. Ancak yılmadı, sabretti ve açtı hastanesini. Derken birkaç ay sonra aradı ve “Ortaklarla anlaşamıyoruz, beni ayırmak istiyorlar” dedi. Neden biliyor musunuz? Bizim doktor, kurdukları hastanenin başhekimi olarak; acilden giren her hastanın eline film, tomografi ve tahlil listesi tutuşturulmasına müsaade etmediği ve de hastanesindeki sezaryenle doğum oranı Türkiye ortalamasının çok altında olduğu için “istenmeyen ortak” ilan edilmişti. O gün şöyle dertlenmişti: “Ortaklar, ‘senin katı kuralların yüzünden para kazamıyoruz’ diyorlar. Oysa altı ayda hastane kendini döndürmeye başladı. Para kazanmaya geçti.” Bizim Doktor biraz daha sabretti, ortaklarını ikna etmek için uğraştı ama sonunda “ben haram yemem” diyerek ayrıldı. Bir muayenene açtı ve şimdi kendi deyimiyle; ekmek parasını çıkartıyor… Bu arada o hastane bir yıl sonra battı!

Önceki gün aradım. Direkt şunu sordum: “Abi, ‘para için bebekleri öldüren bu vicdansızlar ve kurdukları düzen, yetişkinlere neler yapmaz ki’ diye kendi kendime soruyorum. Ama bunun yanıtı sende?”

YAZININ DEVAMI

YAZARIN DİĞER YAZILARI
“Daha çok konuşun da hanginize daha çok güvenemeyeceğimizi bilelim” 26 Kasım 2024 | 12 Okunma “Gönül senden özge yar bulamadım” 24 Kasım 2024 | 211 Okunma Mustafa Kemal’in askeri değil Türkiye’nin leşkeriyiz 23 Kasım 2024 | 1.227 Okunma O sınırın nerede olduğunu bulsak mı? 19 Kasım 2024 | 283 Okunma Bir kapı nereye açılır? 17 Kasım 2024 | 200 Okunma