İhsan Fazlıoğlu hocanın insana hem ilham hem fırsat veren bir tarafı var. Bunu, Kahramanmaraş’ta kendisiyle geçirdiğimiz iki gün içerisinde iyice anlamış bulunuyorum.
Burada ilham kavramını, “düşünmenin kendisine doğru bir tahrik” anlamında ele alıyorum. Hoca çemberi kapatmak, meseleyi çerçeveleyip duvara asmak yerine dinleyenine, okuruna bir pencere açmayı tercih ediyor. Hocaya, Maraş’ta verdiği ilk konferansın ardından “hocam, bu konferanstan 5-6 yazı çıktı bana” deyişim de tam bu yüzdendir. Kendinizi hocanın anlattıkları üzerine düşünmek zorunda hissediyorsunuz. İşin ilham boyutu da burada devreye giriyor. “Anlatılacak her şeyi anlattı” değil, “üzerine düşünülecek ne çok söyledi.”
Sizi bilemem ama hakiki “ilim adamlığı” tam böyle bir şeymiş gibi geliyor bana. Tek bir ırmak gibi akmak ve ırmaktaki bütün balıkların çeşitlerini tanımlamak yerine bir deltaya dönüşerek geniş ve büyük bir okyanusa...