Rıdvan Tulum odamın kapısından kafasını uzatıp “Sezai Bey ölmüş abi” dediğinde ilk aklıma gelen şey Taha’nın Kitabı’ndan birkaç dize oldu: “Dört melek ve Kur’an’la / Peygamber soluğuyla / Dirildi Taha / Açtı sofrasını Mikail / Nimetler sofrasını.”
Haberi aldıktan dakikalar sonra, Üstadın evine doğru araba sürerken o Hadis-i Şerif gelip yerleşti kalbime: “İnsan uykudadır, ölünce uyanır.”
Dünyanın kendisine hiçbir şey yapamadığı, dünyadan da hiçbir şey talep etmeyen insanlar böylece uyandıklarında iki şey oluyor insanın kalbine. Birincisi, dünyanın tenhalaştığını hissediyorsunuz. Bu hüznü getiriyor beraberinde. Sezai Bey’in burada, bu dünyada, aramızda, insanların hizasında yaşıyor olmasının oluşturduğu güven hissi ve güvenlik alanı birden kayboluyor çünkü. “Artık Sezai Bey burada değil, aramızda değil, ne yapacağız?” sorusuyla baş başa kalıyorsunuz.