İsmail Kılıçarslan Yeni Şafak Gazetesi

Sorunun peşinde

Bir ressama gittim ilkin. Kenarlardan daralmış, grisi fazla bir gökyüzü çizmenin peşindeydi. İzledim onu. Fırçaları tuvale vuruşuna dikkat kesildim. Sonra sordum: “Ey renklerin efendisi. Paletinde...

25 Temmuz 2021 | 236 okunma

Bir ressama gittim ilkin. Kenarlardan daralmış, grisi fazla bir gökyüzü çizmenin peşindeydi. İzledim onu. Fırçaları tuvale vuruşuna dikkat kesildim. Sonra sordum: “Ey renklerin efendisi. Paletinde kuşlar, yalnızlıklar ve kalbi kırılmışlar saklayan büyük ressam. Söyler misin bana? Benim bu çaresizliğimin bir rengi olsaydı, ne olurdu o?”

Ressam, çizdiği gökyüzünden ayırmadı gözlerini. Sandım ki sorumla ilgilenmiyor. Cevap vermeyecek bana. Canım sıkıldı. Kalkmaya yeltendim. Yekindim. “Kehribar” dedi, “senin çaresizliğinin rengi kehribar olur ancak. Bazı saçların, bazı gözlerin, bazı kolyelerin, hatta bazı tespihlerin rengi olarak değil ama. Ateş görmüş çocukların, menenjitin, suçiçeğinin, kızamığın rengi olarak kehribar. Sirkeli bezlerin, buz kalıplarının, duaların ve sabahlamaların kehribarı... Kaçırılmış vapurların, yakalanamamış trenlerin, çaresiz el sallamaların, ağlamak için arkanı dönmeyi beklemelerin kehribarı.”

YAZININ DEVAMI

YAZARIN DİĞER YAZILARI
O sınırın nerede olduğunu bulsak mı? 19 Kasım 2024 | 275 Okunma Bir kapı nereye açılır? 17 Kasım 2024 | 199 Okunma Benzersizlik anlatısı ya da senden sekiz buçuk milyar daha var 16 Kasım 2024 | 1.055 Okunma Bir teklif: Türkiye’nin küresi 12 Kasım 2024 | 271 Okunma Bir bavula ne yakışır en çok? 10 Kasım 2024 | 264 Okunma