İsmail Kılıçarslan Yeni Şafak Gazetesi

Sosyal çürüme yazıları 4: Ahlâkî pozculuk cumhuriyeti

TDK’ya sorduğunuzda size “ahlâk”ın karşılığını şöyle veriyor: “Bir toplum içinde kişilerin uymak zorunda oldukları davranış biçimleri ve kuralları.” Son derece eksik de...

23 Nisan 2024 | 470 okunma

TDK’ya sorduğunuzda size “ahlâk”ın karşılığını şöyle veriyor: “Bir toplum içinde kişilerin uymak zorunda oldukları davranış biçimleri ve kuralları.”

Son derece eksik de olsa, bu tanım bu yazıda bana bir hareket alanı sağlayacak. “Eksik” dedim çünkü ahlâkın şartının toplumsallık olmadığı ortadadır. “Hareket alanı sağlayacak” dedim çünkü bugünkü sosyal çürüme yazımın meselesi temelde toplumsal ahlâk.

Yeni Türkiye’de karşımıza çıkan üç tür belirgin “toplumsal ahlâk yönelimi”nden söz edebiliriz. İlki dindar ahlâk, daha doğrusu din temelli ahlâk. İkincisi seküler ahlâk, daha doğrusu son dört asırda ortaya konulan Batı ahlâkı. Üçüncüsü ise bu iki türün etkileşimi ile elde edilen “geçişken ahlâk.”

Dindar ahlâktan başlayayım. Dinin, toplumsal olarak iki temel hedefi vardır: Ahlâk ve adalet. Ömer Türker hocadan ödünç alarak söyleyeyim. “İbadetlerin ortaya çıkarmasını beklediğimiz yegâne sonuç ahlâktır.”

Bugün Türkiye’de rahatlıkla bu sonucun ortaya çıktığını söyleyebileceğimiz bir zemin yok elimizde. Türkiye dindarlığının uzun süredir bir çeşit “din işleri ayrı, dünya işleri ayrı” laikliği ürettiğini görmemek için kör olmak gerekiyor. Ve evet, dindarlığı...

YAZININ DEVAMI

YAZARIN DİĞER YAZILARI
O sınırın nerede olduğunu bulsak mı? 19 Kasım 2024 | 275 Okunma Bir kapı nereye açılır? 17 Kasım 2024 | 199 Okunma Benzersizlik anlatısı ya da senden sekiz buçuk milyar daha var 16 Kasım 2024 | 1.055 Okunma Bir teklif: Türkiye’nin küresi 12 Kasım 2024 | 271 Okunma Bir bavula ne yakışır en çok? 10 Kasım 2024 | 264 Okunma