Bu yazıyı İstanbul Pendik’teki bir börekçide ıspanaklı börek yerken yazmaya başladım. Elbette, Bosna-Hersek toprakları bir anlaşma çerçevesinde Avusturya Macaristan İmparatorluğu’na verildiğinde başlamıştı Boşnak göçü Anadolu topraklarına ama asıl dalga 20. yüzyılın başında Boşnakların zulme uğraması ile yaşandı. Anadolu, bu mümbit ve misafirperver topraklar, binlerce Boşnak’a gönlünü, sofrasını açtı. Bugün bu sayede Türkiye’de de Bosna’daki “burek”lerden hiç aşağı kalmayan Boşnak börekleri yiyebiliyoruz.
Suriyeliler defolsun!
Yazıya 1842 yılında adı Adampol olarak değiştirilen, bugün Polonezköy diye bildiğimiz köyde orta kahvemi içerken devam ediyorum. Rusya, Avusturya ve Prusya işgali ile olmadık zulme maruz kalan Polonya’dan gelen göçmen yerleşimcilere kucak açmış bu yemyeşil köyde mis gibi havayı içime çekiyorum.
Suriyeliler defolsun!
Beşiktaş’tan Taksim’e çıkarken bir Rus lokantasına denk geliyorum. Eh, bir kahve de burada içeyim diyerek yazıma devam ediyorum. 1917 Bolşevik Devrimi’nin ardından çareyi İstanbul’a sığınmakta bulmuş Beyaz Ruslardan mı yadigar acaba burası? Bilmem ki.
Suriyeliler defolsun!