Şu sözü bilirsiniz: “Gerçeği kırmanın il üstadı şeytandır.”
Bu, burada bir dursun.
Gerçeği kırmak, hakikati bükmek, olanın olduğu yatağı değiştirmek ve en nihayet suyu bulandırmak, medyanın sıklıkla başvurduğu bir şey olagelmiştir. Ne ki, medya, ne olursa olsun günün sonunda “itibarını korumak için” duracağı, durması gerektiği yeri bilir, belirler.
Bunun, yani “itibarımızdan vazgeçebiliriz” noktasına ilerlemenin tek bir istisnası vardır bir medya kuruluşu için. O da şudur: “Neyin operasyonunu yaptığımızı biliyoruz, itibar askıda.”
Tan gazetesinin “sakallı bebek haberi” ile “Çin’e giden tren nerede?” kampanyasını akraba kılan şey budur. “İtibarı neye feda ettiğinin.....