Netanyahu alçağının bahsettiği “Yeşaya kehaneti” meselesi uzun ama işin aslı da astarı da şu: Büyük İsrail Devleti kurulunca Mesih, merkep sırtında gelecek, dünyaya barış hâkim olacak, ardından kıyamet kopacak, bu barış döneminde kıyamet koptuğunda o esnada yaşayan herkes de doğrudan cennete gidip sonsuz hayatın sonsuz lezzetlerine gark olacak.”
“Tanrıyı kıyamete zorlamak isteyen” Evanjelistlerle Siyonistleri “aynılaştıran” kimya tam burada. Bu iki güruh için savaşmayı arzulamak bir “zaruri itikat” biçimi. Bir kesin inanış.
“Büyük İsrail’in kurulması için gerekirse üçüncü dünya savaşının çıkmasına razı olmak” gayet net bir hedef bu akıl yoksunu iki topluluk için.
Anlayacağınız ortada bir “politik savaş” yok. Öyle olsaydı bugün İngiltere, ölen binlerce çocuğa rağmen “ateşkes çağrısı yapmıyoruz, İsrail’in de hukuka uygun davrandığını düşünüyoruz” demezdi. Bu doğrudan doğruya bir “din savaşı” ve bir “itikat meselesi” adamlar için.
Bizi, yani “Tanrıyı kıyamete zorlamadığı için büyük barışı görmekle ilgilenmeyen” herkesi “yarı hayvan” olarak görmelerinin temel kaynağı da burası. Ne Müslüman olmamızla ilgileniyorlar aslına bakarsanız, ne ırkımızla, ne...