Önce birkaç meseleyi netleştirmeyi deneyelim.
İran, bir İslam devleti değildir. Hiç olmamıştır. Eline geçirdiği “İslam devleti olma” fırsatını Hama ve Humus’ta zalimden, aşağılık Hafız Esed’den yana kullanmak için harcayıp atmıştır. On binlerce insanın öldüğü, on binlercesinin hapsedildiği, şehirlerin uçaklarla bombalandığı Hama ve Humus direnişlerinde İran, o ana kadar “galat-ı şia” sayarak tekfir ettiği Nusayri diktatörlüğünün safına geçmiş, Sünni Müslümanların katledilmesine lojistik destek sağlamıştır. Amerika’nın Irak’ı işgalinde de benzer bir pozisyona ilerleyen İran, Felluce’de, Tikrit’te, Bağdat’ta Müslümanların öldürülmesine suç ortağı olmuştur.
Aslına bakılırsa İran bir mezhep devleti de değildir. Öyle olsa Karabağ meselesinde Ermenistan’ın değil, halkının çoğu Şii olan Azerbaycan’ın yanında yer alırdı. Fakat İran, Ermenilere silah göndermeyi tercih etti “politik çıkarları” gereği.