“Müzik haram” diyen hocanın, teknolojinin bütün imkânlarından yararlanarak okunan ve video paylaşım sitesinde yayınlanan mektubunun altında müzik var. Zannediyorum müzik sadece başkasına haram. Ya da yine zannediyorum, “bu videonun altında haram dediğiniz müzik var” desem bana “müziğin o çeşidi haram değil” cevabı verilecektir hemen; zira “istisna” her zaman onlara çalışır, bize değil.
Anlamıyorum, anlamayacağım da… Zaten amaaaan, bana neyse…
Cahil desen, adamın isminin önünde hani kocaman “profesör doktor” unvanı var. Sorsan gözü parada pulda, mevkide makamda değildir zinhar ama çıktığı canlı yayında adının önüne “Prof. Dr.” yazmayı unutsalar stüdyoyu insanların başına yıkar.
İşte bu profesör doktor, çıktığı yayında aynen şunları söylüyor: “İslam bir düşünce kurumu mudur? İslam düşüncesi ne demektir? İslam düşünce işi midir, felsefe midir İslam? İslam düşünce sistemi mi, İslam’ı gönderen kim? Cenab-ı Hakk’ın düşüncesinin ürünü mü? Vahiy diyoruz biz, demiyor muyuz?”
Şimdi üşenmesem beybabaya tane tane anlatmak isterim: “Beybaba, İslam bir dindir evet. Vahiyle belirlenmiştir. Ancak mesela İslam ahlakı, İslam düşüncesi, İslam felsefesi, İslam tarihi, İslam akaidi, İslam mimarisi, İslam kozmolojisi, İslam aklı gibi tanımlar da vardır. Bunlar meseleyi ihata edici tanımlardır. Üstelik gayetle geleneksel tanımlardır. Sen bu yaşına gelip bu unvanı alana kadar “İslam düşüncesi” tanımından habersiz yaşadıysan yazıktır. Sen şimdi nasılsa İbn Rüşd’e, Farabi’ye, İbn Sina’ya ‘kafir’ diyorsundur; dolayısıyla örneği oralardan vermeyeyim. İmam Gazali, İmam Rabbani, Ebussuud Efendi, İmam Maturidi gibi muhtemelen senin de kıymet verdiğin dev gibi adamların iştigal ettiği ana alan ‘İslam düşüncesi’dir. Beybaba, sen iyisi mi sağda solda bu lafı bir daha etme de cehlin ortaya çıkmasın.”
Anlamıyorum, anlamayacağım da… Zaten amaaaan, bana neyse…