İçinde bulunduğumuz ve yaşadığımız mübarek zaman diliminde
yaptığımız ibadetin bir anlamı da nefislere uyarıcı yönde bir
çağrıdır. Bireysel düzeyde kişinin şu ana kadar yaşadığı, yapıp
ettiği söz ve eylemleri üzerinde bir özeleştiri yaparak, bundan
sonraki yaşayışının nasıl olması gerektiği hususunda bir
sorgulamaya girişmesidir. Elbette, her bir kişinin aynı tutum
içinde bu tür bir özeleştiri ve sorgulamaya ihtiyaç duyup
duymayacağı kestirilemez. Çoğunlukla da, on bir ayı izleyen bir
aylık süreye yayılan bu ibadetin kendine özgü ruhsal olağanüstülüğü
böyle bir işlemin kendiliğinden gerçekleştiği duygusunu vermesi
hesaba katılmalıdır. Yani yapılan ibadetin aslında bir sorgulamayı
ve özeleştiriyi içerdiği kanaati yaygındır ve bunu bir dereceye
kadar olağan saymak gerekir.
Fakat sorgulama ve özeleştiriyle kastedilen bireyler üstü bir
işlemdir. Daha açık söylenirse, Müslüman toplumların uzun bir
tarihi süreçte, şu veya bu şekilde temsil ettikleri, deyim
yerindeyse, toplumsal kişilik odağında yapılması zorunluluk taşıyan
bir sorgulama ve özeleştiridir. Bu noktada, kaçınılmaz olarak bir
takım lehte ve aleyhte olan değişkenlere yeni bir gözle yaklaşma
iradesinin ortaya konulması ilk şart olarak görünmektedir.