Günlerdir yeni seçilen belediye başkanlarıyla tanışıyoruz. Yeni
profiller. Çok farklı siyasetçi tipolojileri. Son seçimin
sürprizleri. Başta Adıyaman, Kilis, Kütahya, Denizli, 74 yıl sonra
CHP’nin ilk kez belediye başkanlığı kazandığı Alanya, babasının
bıraktığı yerden 25 yıl sonra başkan seçilen Şehitkamil,
Türkiye’nin en genç belediye başkanı Altonordu'dan Ulaş Tepe.
İstanbul’un Tuzla gibi ilçelerinin çiçeği burnunda başkanları.
Canlı yayınlarda benimle birlikte sizler de gördünüz, sizler de
dikkat ettiniz, benim gibi sizler de şaşırdınız.
Ortak özellikleri siyasetin yeni yüzleri. Sade kişilikler. Mütevazi
kimlikler. Söylemleri yumuşak. Halka çok yakınlar, iç içeler.
Rakiplerini kötülemiyorlar. Sadece yapacaklarını anlatıyorlar.
Yakalarında parti rozeti değil Türk Bayraklı rozet var. Çoğu
avukat. Aralarında doktor, öğretmen ve esnaf da var. Diyaloğa açık,
iletişime önem veren, karşısındakini ikna etmeye çalışan müzakereci
kimlikler. Seçimi böyle kazandılar. İŞTE BU PROFİL TÜRK
SİYASETİNİN GELECEĞİDİR. Halkın politikaya yeniden
ısınması, güvenmesi ve katılımı çok önemli değişimlere yol
açacaktır. Bu model sürdürülür ve kalıcı olursa iktidar değişimini
beraberinde getirir. Zira halk eski siyasetten, eskimiş yüzlerden
ve ezber söylemlerden yorulmuştur. Nefes almak istemektedir.
DÖNÜŞÜM 2. AŞAMASINDA
Bu yıl 31 Mart seçiminde yaşadığımız yenilenme büyük politik ve
sosyolojik dönüşümün 2. safhasıdır. İlki 5 yıl önceki yerel
seçimlerde gerçekleşmişti. Mansur Yavaş ve Ekrem İmamoğlu ile
sembolleşen 2019’un yeni tip belediye başkanları sosyal
belediyecilikle çığır açmıştı. Onların başarısı 2024’ün yolunu
açtı.
Şimdi Anadolu İhtilali dediğim bu yeni tip belediyeler gelecek
seçimin belirleyicisi olacak.
Peki niye Anadolu ihtilali?
Bu büyük dönüşüm Bodrum’dan Çeşme’den başladı diyemeyiz. Sahil
bandı sürpriz değil sanırım. Anadolu’da yeni bir durum var.
Anadolu'nun içlerinde.
Bir an...