Depremin üzerinden 7 ay geçti. Yaralar sarılmayı bekliyor.
Seçimin üzerinden 3.5 ay geçti. Muhalefet travmayı üzerinden atmaya çalışıyor.
Yerel seçimlere 6.5 ay kaldı. İktidarıyla muhalefetiyle belediyeleri kazanmanın hesapları yapılıyor. Özellikle de büyükşehirlerde alınacak sonuç Türk siyasetinin geleceği açısından kırılmalara yol açacak.
Bu büyük fotoğrafın içinde ekonomik kriz gerçekliği var. Hayat iyiden iyiye pahalı hale geldi. Vatandaş geçim derdinde.
Ve bugün okullar açılıyor. Eğitim dünyası sorunlu. Yap/boz tahtasına dönen bir sistem. Yarış atına çevirdiğimiz çocuklar… Öğrencilerin okul/kitap/defter/çanta/servis/beslenme/harçlık ve gelecek kaygılarıyla dertlenen veliler…Deprem bölgesinde ise tam bir sorun yumağı. Okullar yıkıldı. Çoğu halen hasarlı. Az sayıda sağlam okula kamu kurumları yerleşti. Mesela Hatay’da Valilik ve Emniyet iki okulda hizmet veriyor. Peki çocuklar?
Nerede okuyacaklar? Hadi okul bulduk diyelim. Toplu ulaşım yok, servis yok. O okullara nasıl gidecekler? Su yok. Hatay’da geçen hafta gördük; yaşadık. 7 aydır su yok. Okulda hijyen? Nasıl sağlayacağız? Peki çocuklar ne yiyecekler? İçme suyu verebilecek miyiz? Her yerde sorun var ama bilhassa deprem bölgesinde bunca derdin içinde ne yapacağız? Bölgedeki öğretmenlerimiz nerede barınıyorlar? Nasıl besleniyorlar? Aileleri nerede? Ne yapıyorlar?