Son seçim bize şunu gösterdi:
‘Halkta değişim talebi varsa bu beklentiyi karşılayacaksın.’
Değişim elbette kolay iş değildir. Sancılıdır. Kurulu yapılar
değişime direnir.
Başarıyı işte bu getiriyor. ‘Beklentiyi karşılamak.’
Siyaset tıpkı hayat gibi. Hatta ekonomi, spor, medya, özel hayat…
Her şey BEKLENTİYİ YÖNETMEYE dayanıyor.
CHP ne yaptı?
4/5 Kasım kurultayında genel başkanı değiştirdi, yönetimi
gençleştirdi, kadroları yeniledi, söylemi eskiye göre çok ciddi
biçimde farklılaştırdı. Bu, muhalefet yapma biçiminde köklü bir
değişimi beraberinde getirdi.
Bu felsefeyi iyi irdelemeli ve anlamalıyız.
Zira, belediyeler kazanıldı ama bu bir son değil. Başlangıç.
Merkezi iktidarın kazanılabilmesi için CHP’nin bu dönüşümü
'sürdürülebilir’ kılması şart. Hem kendi içinde içselleştirecek,
hem Türkiye sathına yaygınlaştıracak. Olması gereken bu.
CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in seçimden hemen sonra, 4 Nisan'daki
yayınımızda vurguladığı gibi ‘Devlet/Millet geriliminde CHP artık
milletin yanında yer alacaktır.’ Bu cümle sanıldığından çok daha
derin bir değişimi ifade ediyor. Cumhuriyeti kuran parti
paradigmayı değiştiriyor.
Devlet değil millet
AK Parti ile CHP yer değiştiriyor. Özgür Özel
“Statüko değil/ yeni düzen” diyor.
CHP yerel seçimle birlikte artık Anadolu’ya açıldı. Sadece haritayı
kastetmiyorum. Onun dışında seçim gecesindeki konuşmalar, devir
teslimlerdeki sembolik adımlar, uygulamalar, sözler... Hep halk
temalı vurgular. Bir yandan Anıtkabir ziyaretleri… O fotoğraflara
dikkat ediniz. Başı açık/kapalı muazzam birliktelik fotoğrafları
var. Atasına koşan bir halk.
Sonra seçilen kadın başkanların şölen gibi kutlamaları, zeybek
oynamaları… Diğer yandan mazbatayı aldıktan sonra kimi başkanların
kimisi Kuran-Kerim okuyor, kimisi TC levhasını asıyor, öbürü şükür
namazı kılıyor, lokma dağıtan da var… Tüm bunları görmemiz
gerekiyor. Tam bir Türkiye mozaiği.
Adayın önemi…
31...