Her seçimin kendine özgü bir kimliği vardır. O seçime özel bir duygu, özel bir psikoloji, özel bir ruh…
Önümüzdeki yerel seçimin ruhu/psikolojisi/duygusu ne olacak dersiniz?
Acaba ‘Bu çok uzun sürmüş ve aşırı güçlenmiş iktidarı sınırlandıralım’ duygusuyla denetleme mesajı mı geçerli olacak?
Yoksa iktidara bir uyarı mesajı verelim mi diyecek seçmen? Hani 'sarı kart' mantığı…
Veya ‘Hayatımdan memnunum. İktidarı belediyelerde de devam ettirelim’ anlayışı mı egemen olacak? Hani istikrar lafı… Yerel ve merkezi yönetimi birleştirelim arayışı….
Seçmenin kararını ekonominin durumu mu belirleyecek acaba? Eğer öyleyse iktidar yandı.