Normalleşme bitti. Diyalog dönemi sona erdi. Siyasi rekabet ve
bunun toplumsal yansıması bakımından çok zor bir yıl bizi bekliyor.
Seçime kadar gergin ve çalkantılı bir süreç yaşayacağız. Sandığın
2026 Sonbaharında olacağını da düşünürsek yanıtlamamız gereken soru
şu:SERTLİK POLİTİKASI SİYASETEN KİME YARAR?
Bir an düşünün. İktidardasınız. Kavga-dövüş-gerginlik mi istersiniz
yoksa sakinlik ve huzur ortamını mı tercih edersiniz?
Seçime nasıl gitmek istersiniz?
Öncelikle şunun altını çizelim:
Ortam bilinçli olarak geriliyor. Bu bir taktik.
İktidar, özellikle ekonomik durumun vatandaşı çok olumsuz
etkilemesinin farkında olduğu için rakibi CHP’nin üzerine oynuyor.
Burada da rakibinin en güçlü tarafını yıpratmaya çalışıyor.
Nedir o? Belediyeler.
Haciz, gelir kesintileri, kayyumlar, operasyonlar ve bürokratik
engellemeler boşuna değil. Cumhurbaşkanı Erdoğan ve kurmayları şunu
biliyor:
Belediyelerin algısını bozamazsa bir sonraki seçimi kazanamazlar.
Hele İmamoğlu/Mansur Yavaş gibi güçlenen profiller potansiyel aday
olarak ortada dururken.
Peki ne yapacak? ENGELLEYECEK. İş yapamaz hale
getirecek.
Başka?
Muhalefeti parçalaması gerek?
İmamoğlu ile Mansur Yavaş arasında ayrışma/ve ikili görüntü
oluşturmaya çalışıyorlar. İmamoğlu/CHP Genel merkezi arasında da
gerginlik ve bölünme yaratabilirlerse avantaj elde edecekler.
İktidar kanadı SERT MÜCADELEYİ SEÇTİ.
Şimdi gözler muhalefette. Mecbur karşılık verecekler. Peki
kim kazanacak?
Savaşın kuralları barıştan farklı. Gücünü etkili kullanabilmek için
Tek yumruk olabilecekler mi? Safları sıklaştırabilecekler
mi? Taraftar toplamak ve motive etmek lazım. Bunu
başarabilecekler mi? Savaş, barışa göre farklı taktik ve
stratejiler gerektirir. Bunları planlayıp uygulayabilecekler mi?
CHP iki gündür bunu tartıyor. Salı günü yol haritası
şekillenecek...