İsmail Saymaz Halk TV

Gezi'ci gazeteciden Erdoğan'a sürtük davası

Halk Tv Yazarı İsmail Saymaz'ın bugünkü (13.06.2022)''Gezi'ci gazeteciden Erdoğan'a sürtük davası'' başlıklı yazısı.

13 Haziran 2022 | 4.889 okunma

Evet, yanlış duymadınız, "Sürtük" dedi.

Erdoğan, 1 Haziran'da partisinin grup toplantısında sözü, Gezi Parkı eylemine getirdi. Dolmabahçe Valide Sultan Camisi'ne sığınan göstericilerin ibadethaneye bira şişeleriyle girdiği yalanını tekrarladı. "Bunlar çürük, bunlar sürtük" dedi.

Kimi AK Partililere göre bu söz, konuşma metninde yoktu.

Demek istiyorlar ki, ağzından kaçmıştı.

Birkaç gün sonra Erdoğan tevil çabalarını elinin tersiyle itip "Hep milletimizin diliyle konuştuk" dedi.

O günden beri ifade hürriyeti, hakaret lehinde genişledi. Artık Türk televizyonlarında, ağzınızı doldura doldura "Sürtük" diyebiliyorsunuz. RTÜK, ucu Erdoğan'a dokunacağını bildiği için gıkını çıkaramıyor. Cumhurbaşkanını sertçe eleştirmek yasak, gel gör ki O'nun sayesinde hakaret etmek serbest!

RTÜK ölü taklidi yapsa da çok sayıda kurum ve kuruluş şikayetçi oldu.

Listede kimler yok ki.

CHP'li milletvekilleri, İyi Parti, Memleket Partisi, HDP, TİP, Halkın Kurtuluş Partisi, İzmir Barosu, Karaburunlu kadınlar ve Adana Halkevi...

Fakat ilk kez bir yurttaş; kendisi de Gezi'ci olan gazeteci Tuğçe Tatari, kişilik haklarına saldırıda bulunduğu gerekçesiyle Erdoğan hakkında 5 bin TL'lik tazminat davası açtı.

Tatari'yi tartaklayan amir yargılanıyor
Avukatı Turgut Kazan'ın sunduğu dava dilekçesinde, Tatari'nin Gezi Parkı gösterileri sırasında polis tarafından tartaklandığı belirtiliyor. Tatari'ye şiddet uygulayan polis amirinin İstanbul 49. Asliye Ceza Mahkemesi'nde yargılandığı hatırlatılıyor.

O tarihte Akşam Gazetesi yazarı olan Tatari'nin bu toplumsal olayı izlediği, köşesine taşıdığı, eylemcilere yönelik polis şiddetine seyirci kalmayıp yaşananları aktardığı anlatılıyor. İktidarın Akşam'a el koyduktan sonra Tatari'nin işten çıkarıldığı vurgulanıyor.

Dilekçede şöyle deniliyor:

"Gazeteye el konulduğunda, hükümetin görevlendirdiği yöneticiler tarafından Gezi'ci sayılan müvekkilemin, bu çirkin sözleri kişilik haklarına saldırı sayması gayet doğaldır, doğrudur, hakkıdır."

Cumhurbaşkanı'nın yurttaşlara ve çocuklara örnek olacak bir dil kullanması gerektiği vurgulanarak, "Örnek alınırsa çocuklarımız için çok kötü olur. Dava konusu sözler küfürdür. Gezi'ye katılan her kadının kişilik haklarına saldırıdır" deniliyor.

Cumhurbaşkanının benzer sözlerinin ifade hürriyeti kapsamında sayılarak, açılan tüm davaların reddedildiği ifade ediliyor. Buna karşın yazarlar ve sanatçıların mizah içerikli yorumları ile akademisyenler, politikacılar ve yurttaşların eleştirel tweetlerinin cumhurbaşkanına hakaret sayıldığı belirtiliyor. Bu kişilerin gece evleri basılıp gözaltına alındığı ve tutuklandığı kaydediliyor.

Dilekçeden:

"Fransa'da 47 yıl Cumhurbaşkanına hakaret suçlamasıyla yalnız iki dava açılmışken, bizde son yedi yılda 160.169 soruşturma ve 38.608 dava açılmıştır. Böylece Cumhurbaşkanının dilediği kişiye, milletimizin en az yarısına çürük ve sürtük sözcükleriyle küfür edebileceği, ama kimsenin cumhurbaşkanını eleştiremeyeceği bir Türkiye yaratılmıştır."

YAZININ DEVAMI

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Yoğun bakımdaki 80 ölüme soruşturma izni çıktı 02 Eylül 2024 | 4.776 Okunma Engelli suç örgütü liderinin ‘engel tanımayan’ hikâyesi 30 Ağustos 2024 | 4.711 Okunma Kira artık bir cinayet sebebi 22 Ağustos 2024 | 5.146 Okunma halktv.com.tr yazarı İsmail Saymaz, CHP lideri Özgür Özel ile konuştu... Özel: "Buyursunlar, röntgeni inceleyelim" 20 Ağustos 2024 | 2.949 Okunma Kötü tesadüf değil, kötü niyet: Okulun demirli çiti küçüğün çenesini kopardı 09 Ağustos 2024 | 3.687 Okunma