EVET memleketin büyük sorunları var.
Terör almış başını gidiyor, her gün şehit ve ölüm haberleri
alıyoruz; ülke bütün siyasal aktörleri utanca düşürmesi gereken bir
yeniden seçime gidiyor, 70'li yıllardan sonra ilk kez yeniden 'ara
rejim' hükümetimiz olacak; İsveç ve Hollanda'nın 'Buraya kadar
ulaşırsanız bir iyilik düşünürüz' demesi yüzünden Suriyeli
mültecilerin on binlercesi her gün Ege Denizi'nde yaşam savaşı
veriyor.
Bütün bu büyük sorunların yanında, nedense hiç konuşmadığımız bir
büyük sorunumuz daha var; üstelik bu sorunun kalıcı etkileri çok
daha fazla olacak ama biz bırakın önlemler geliştirmeyi bu meseleyi
konuşmuyoruz bile.
Evet, küresel iklim değişikliğinden ve bu değişimin ülkemize olan
etkilerinden söz ediyorum.
İstanbul Teknik Üniversitesi'nden 'afet bilimci' Prof. Dr. Mikdat
Kadıoğlu'nun bu konuda yapılmış onlarca çalışması var; bir tanesi
de Çevre ve Orman Bakanlığı'nın talebi üzerine. Bu çalışmalarda
Prof. Dr. Kadıoğlu, 'doğal' denen afetlerin sayısındaki artmayı ele
alıyor. Sadece Kadıoğlu'nun rakamlarına bakmak bile son yıllarda
sel gibi, toprak kayması gibi 'afet'lerin sıklığındaki büyük artışa
dikkat çekiyor.
Yani anlayacağınız seller, toprak kaymaları bundan sonra zaman
zaman başa gelen olaylar değil sık sık meydana gelen şeyler
olacak.
Nitekim, aynı hafta içinde Ankara'da, İstanbul'da ve Artvin'de sel
baskınları gerçekleşti. Ondan önceki hafta Rize'de sel ve toprak
kayması bir arada yaşandı. Bu olayların tamamı ağustos ayında,
'mevsim normalleri'nin dışında gerçekleşti. Çünkü artık buna da
alışmamız gerek; 'mevsim normali' kavramımız değişecek, çünkü
ülkemizde de iklim değişiyor.
Elbette Ankara'da ve İstanbul'da aşırı yağışlar nedeniyle
altgeçitleri su basmasının ve maddi hasar ortaya çıkmasının
sebepleri arasında belediyelerin kötü mühendisliği önemli bir rol
oynadı. Peki Artvin'in üç ilçesindeki selde 8 vatandaşın ölmesi
'doğanın işi' mi? Hayır, orada da insan eliyle yapılan hatalar söz
konusu.
En önce iklim değişikliğinin sorumlusu biz insanlarız. Sonra afet
riskine rağmen önlem almayan, derelerin kapasitesini arttırmak
yerine üzerine HES kuran kamu otoriteleri, yani başka insanlar da
sorumlu. Çünkü başta da söyledim, Prof. Kadıoğlu daha yıllar önce
söyledi; bu çeşit afetlerin sayısında ciddi artış zaten var daha da
çok afet olacak.