EĞİTİM eşitlikçi mi olsun, elitist mi?
Az sayıda da olsa iyi eğitimli insanlar yetiştirmeye mi öncelik
verelim, geniş kitlelerin olabilecek en iyi eğitimi görmesi için mi
uğraşalım?
Bu sorular gayet meşru sorular ve tartışması da sonsuza kadar sürebilir.
Ben, en azından lise bitene, yani zorunlu eğitim sona erene kadar eşitlikçi eğitimden yanayım.
Sebebini kısaca yazayım:
Üniversite sınavına bile başvurmayan veya bu sınavda başarısız olanların bir ortak özelliği var; hepsi de eğitimsiz ailelerden geliyorlar.
Oysa OECD’ye gönderdiğimiz rakamlara göre lise mezunu çalışanların maaşlarını 100 lira kabul ettiğimizde ülkemizde ilkokul mezunu çalışanlar sadece 74, üniversite mezunu çalışanlar ise 174 lira kazanıyor.
Yani hayattaki maddi eşitsizlikle bireyin eğitim durumu arasında birebir ilişki var. Sadece bu da değil: Geniş kitlelerin eğitimsiz olması, Türkiye’nin genel üretim seviyesini de düşürüyor, yüksek teknolojili ürünleri daha az, düşük teknolojili ürünleri daha çok üretip satabiliyoruz ve bu yüzden ulusal refah seviyemiz de düşük kalıyor.