BİRLEŞMİŞ Milletler Kalkınma Örgütü UNDP, yıllardır hazırladığı 'İnsani Gelişmişlik Endeksi'nin sonuncusunu dün açıkladı.
Türkiye endekste bir önceki yıla göre üç sıra gerileyip 72. sırada yerini aldı.
‘Dünyanın ilk 20 ekonomisinden biri’ olmakla övünen ülkemizin bu
endekste insani gelişmişlik bakımından gerilerde yer alması uzun
zamandır tartıştığımız bir şey.
Tabii bu bir yarışma değil, dünya şampiyonu özel olarak
ödüllendirilmiyor. Ama öte yandan bizim kendimizi dünyanın geri
kalanıyla kıyaslamamıza imkân veren ve dönüp kendimizi
eleştirmemize, bu eleştirilerden sonuç çıkarıp yönelimimizi
değiştirmemize ve kendi vatandaşımızı insani açıdan daha ‘gelişmiş’
yapmamıza yardımcı olacak bir endeks bu.
Çünkü aslında bir ekonominin büyüklüğü veya o ekonominin ürettiği
kişi başına ortalama gelir seviyesi, o ülkede yaşayan insanların
mutluluk veya tatmin seviyesini ölçmekte yeterli olmuyor. O yüzden,
BM bir ‘İnsani Gelişmişlik Endeksi’ çıkardı; OECD başka endeksler
üzerinde çalışıyor; kimi ülkeler kendileri için ‘Mutluluk Endeksi’
yaratmaya çalışıyor.
Çünkü amaç, önce refahı yaratmak, sonra da bu refahı vatandaşların
tamamıyla paylaşmak. O nedenle, İnsani Gelişmişlik Endeksi’ni de
ciddiye almamız ve kendimizi bu endeks içinde geliştirip
geliştirmediğimize bakmamız lazım.
Bu yılki üç sıralık gerileme özel olarak üzerinde durulması gereken
bir şey; onun detaylarına cuma günü çıkacak yazıda gireceğim.
Bugün, her şeye rağmen biraz daha iyimser bir açıdan bakmak
istiyorum.
Türkiye bir konuda ekdeksin şampiyonu: 2009-2014 endeksleri
kıyaslandığında Türkiye’nin sıralamadaki yeri tam 16 sıra birden
yükselmiş. Dünya üzerinde aynı aralıkta bu denli yüksek sıçrama
yapan başka ülke yok. Bize en yakın sıçramaları Peru (15 sıra),
Moğolistan (14) ve Çin (13) başarmış.
186 ülke arasında 88’incilikten 72’nciliğe gelmek, üstelik bunu son
beş yılda başarmak gerçekten başarı ama öte yandan Türkiye’nin ‘Çok
Yüksek İnsani Gelişmişlik’ seviyesinde kabul edilen ilk 49 ülke
arasına girmesini istemeliyiz. Ama baksanıza, son bir yılda da üç
sıra birden geriledik.
Ülkelerin tam da bu sebeple hedefleri olur ve BM İnsani
Kalkınmışlık Endeksi’nde ilk 20’yi hedeflemek, bunu başarmak için
de mesela 20 yıllık bir program çizmeye çalışmak gerek.