TARİH 20 Aralık 1954. Amerika'nın Chicago şehrinin dış mahallerinde yaşayan bir ev kadını olan Dorothy Martin o akşam fazlasıyla meşguldü.
Çünkü yıllardır oluşturduğu minik tarikatını o gece kendi evinde toplanmaya ikna etmişti. 50’ye yakın insan vardı evde; o gece yarısından sonra dünyanın ‘Clarion’ isimli gezegenden gelecek uzaylılarca yok edileceğine ve sadece kendilerinin kurtulacağına inanıyorlardı.
O yüzden varlarını yoklarını satmışlar, karı veya kocalarından boşanmışlar ve kendilerini o büyük geceye hazırlamışlardı.
Gece boyunca beklediler ama ne dünya yok oldu ne uzaylılar geldi. Ufaktan homurdanmalar başladı. O sırada Dorothy Martin mutfağa kapandı, biraz sonra yeniden salona geldiğinde yüzü gülüyordu.
“Clarionlularla yeniden konuştum” dedi memnuniyetsiz gruba, “Dünya’ya ve bize bir şans daha verdiler, şimdi çıkıp daha çok çalışmalı, daha çok insanı yok oluşun kaçınılmazlığına ikna edip kurtarmalı, kendi saflarımıza çekmeliyiz.”
Bu açıklama salonda bekleyenleri rahatlattı, artık inanacak yeni bir şeyleri vardı.
Dorothy Martin ve taraftarlarının bilmediği, o gece aralarına sızmış birkaç tane doktora öğrencisinin varlığıydı. Leon Festinger, Henry Riecken ve Stanley Schachter isimli üç araştırmacı, daha önce bir gazete haberinden grubun varlığını öğrenmiş ve bu konuyu araştırmaya karar vermişti.
Sonunda ortaya sosyal psikolojinin klasiklerinden biri kabul edilen kitap çıktı: ‘When the Prophecy Fails-Kehanet Çöktüğünde’.
Kitapta az önce anlattığım grup davranışı için ortaya konan kavram bugün çok tanıdık, gündelik hayatta da çok kullanılan bir kavram: Cognitive dissonance veya ‘Bilişsel çelişki’.
Türkiye’deki darbe girişimi, bugün elimizdeki pek çok belirti bizi böyle düşünmeye sevk ediyor, Fetullah Gülen’in bir kehanetiyle şekillendi. Büyük ihtimalle daha önceki 17-25 Aralık girişimlerinin zamanlaması da böyle oluşmuştu. Gülen’in İslam numerolojisine ilgisi biliniyor, kendisine 2014’ün ‘müjdelenen yıl’ olarak bildirildiğini söylediği kimi konuşmaları olduğu söyleniyor.