TÜRKİYE, ben kendimi bildim bileli liselere geçiş için adil bir sınav sistemi arıyordu.
2013-2014 eğitim yılında bu sistem bir kez daha değişti; geçen hafta bu yeni sistemin ikinci yerleştirme işlemi yapıldı.
Sübjektif bir gözlem ama galiba Türkiye iki yıldır uyguladığı TEOG ile aradığı sistemi buldu. Bu sınav sisteminde Türkiye çapında bütün ortaokul son sınıf (8. sınıf) öğrencileri altı temel dersten (Türkçe, matematik, fen ve teknoloji, inkılap tarihi, yabancı dil, din kültürü ve ahlak) yılda iki kez merkezi sınava giriyor. Bu sınavlar aynı zamanda o öğrencilerin her dönemde o derslerden yaptıkları üç yazılı sınavdan biri yerine de geçiyor.
Bu yıl resmi veya özel, ortaokullarımızdan 1 milyon 300 bine yakın öğrenci mezun oldu ve bu sınava girdi; bunların tamamı liseye devam edecek, çünkü zorunlu. İçlerinden bazıları, TEOG'da daha başarılı olanlar, seçkin ve daha iyi liselere gidecek, çoğunluğu ise eğitim kalitesinin pek de yüksek olmadığı sıradan liselere...
Sınavın kendisi normal müfredata ve hatta sınıfta öğretmenin zaten yaptığı sınava dayandığı için, normal şartlarda öğrencilerin bu sınava hazırlanmak için ek bir desteğe, yani dershaneye veya özel derse ihtiyacı olmaması gerekir.
Ben bunu söylüyorum ama çok sayıda öğrencinin dershanelere gittiğini, özel ders aldığını hepimiz biliyoruz. Fakat, teoride sınavın yöntemi dershaneye gitme ihtiyacını minimuma indiriyor.
Zaten baktığınızda, 'iyi' denebilecek ortaokullardan gelen çocukların TEOG başarısının daha yüksek olduğunu görüyorsunuz; dershanelerin başarıyı ne kadar etkilediğini ölçmek için elimizde yeterli veri yok.