BU köşede defalarca yazıldığı, Başbakan Binali Yıldırım'ın da dün
söylediği gibi, şu an Türkiye siyasetinin ana ve acil gündem
konusu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın fiili durumunun
hukukiye çevrilip çevrilmeyeceği.
Geçen hafta yapılan dokunulmazlıklarla ilgili Anayasa oylamaları
bize Cumhuriyet Halk Partisi’nin referandumla korkutulabildiğini ve
istemediği bir şeye bile oy verebildiğini gösterdi.
Bu tecrübe son derece önemli; tek bir sebeple: Bugün CHP referandumdan korktu, yarın da Milliyetçi Hareket Partisi bir erken seçim ihtimalinden korkabilir ve istemeye istemeye de olsa, Adalet ve Kalkınma Partisi tarafından getirilecek, partili cumhurbaşkanlığı öneren bir anayasa değişikliğine evet oyu verebilir.
CHP’NİN İKİ SEÇENEĞİ VAR
Bu varsayımlar ışığında, CHP’nin önündeki seçeneklere bakalım:
1. Hayır... AK Parti ister başkanlık sistemini öngören kapsamlı bir değişiklik getirsin, ister partili cumhurbaşkanlığını öngören iki-üç maddelik bir teklif, CHP hepsine var gücüyle hayır oyu verir; eğer MHP oy verir de değişiklik referanduma giderse de hayır kampanyasını sürdürür. (Bunu Kemal Kılıçdaroğlu 2010’daki Anayasa değişikliğinde yaşadı; AK Parti, MHP ve HDP’li olmayan Kürt seçmenin de ciddi oyunu alarak Anayasa değişikliğini yüzde 58’le gerçekleştirdi, bu zafer AK Parti’yi 2011 seçiminde de yüzde 50’ye taşıdı. CHP ise hemen hemen hiçbir kazanç elde edemedi.)
2. Evet ama... AK Parti’nin getireceği değişikliğin referanduma sunulma ve burada da kabul edilme olasılığını güçlü gören CHP, muhtemel Anayasa değişiklikleri içinde kendisi ve ülke için en az sakıncalı bulduğunu seçmeye, o seçenek üzerinde az da olsa yönlendirici olabilmeyi, yani ‘mümkün olan’ın siyasetini yapmaya karar verebilir.
CHP ‘EVET AMA...’YI SEÇERSE
CHP’nin benim burada yazdığım birinci seçeneği, yani topyekûn
hayırı seçmesi ezici ağırlığa sahip bir olasılık. Ama gelin, bir
sürpriz olup CHP’nin benim ikinci maddede yazdığım şekilde hareket
etmesi halinde seçenekleri nedir, onları konuşalım.
AK Parti ve Cumhurbaşkanı Erdoğan, kendi tutarlılıkları adına önceliği başkanlık sistemine verecek; ancak bunun başarılamayacağının belli olması halinde partili cumhurbaşkanlığına yönelecektir.
Peki CHP için hangi seçenek daha sakıncalıdır?