TÜRKİYE, anlaşılan enerji kaynakları konusunda dünyanın gitmekte olduğu yolun tersine gitmekte kararlı.
Çin dahil dünya giderek fosil yakıtlardan uzaklaşırken biz hâlâ
‘Yoksa elektrikler kesilir’ korkutmasıyla termik santrallara
yüklenmek istiyoruz.
Türkiye bayram havasına girmişken son derece önemli bir gelişme
yaşandı, ABD ve Meksika devlet başkanları ile Kanada Başbakanı
ortaklaşa bir açıklamayla, 2050 yılında bütün Kuzey Amerika’da
üretilecek elektriğin en az yüzde 50’sinin fosil yakıtlar dışı
kaynaklardan üretilmesi sözünü verdiler.
Aslına bakacak olursanız dünyanın en büyük elektrik tüketicisi ve
üreticisi olan Amerika’nın elektriğinin yüzde 32’si fosil yakıt
dışı kaynaklardan, yani rüzgâr, güneş, hidroelektrik ve nükleerden
geliyor. Halen nükleer santralların toplam üretim içindeki payı
yüzde 19 ama 2050’ye kadar geçecek sürede bu gücün yaklaşık beşte
biri devreden çıkacak, onun yerini ve fazlasını da rüzgâr ve güneş
alacak.
Kanada zaten elektriğinin yüzde 80’ini fosil yakıt dışı
kaynaklardan, daha çok da hidroelektrikten elde ediyor, onların
sorunu yok, hatta bu anlaşma onlara Amerika’ya daha fazla elektrik
satma imkânı veriyor.
Sorun daha çok Meksika’da. Çünkü bu ülkede fosil yakıt dışı
kaynaklardan gelen elektrik toplam üretimin sadece yüzde 22’si.
İKLİM DEĞİŞİKLİĞİNİ CİDDİYE ALMALIYIZ
İstanbul’da yarım saatlik yağmur şehri felç etsin, Ordu’da yaz
ortası sel can alsın, ani meteorolojik olay Giresun’da helikopter
düşürsün, biz hâlâ küresel iklim değişikliğini ciddiye
almayalım.