ABD için işler iyi gitmiyor.
Dünyanın her yerinde sıkıntıda.
Ortadoğu’daki üsleri…
24 saat diken üstünde.
Saldırının nereden geleceği belli değil.
ABD askerleri kafayı yemiş durumda.
7 Ekim’den beri bütün ABD kuruluşları hedefte.
Bilinen 170 civarında saldırı.
O kadar çok düşmanı var ki!
ABD de İsrail gibi kayıplarını gizliyor.
Irak işgalinden beri izliyorum.
Yaralanan hiçbir Amerikan askeri ölmüyor(!)
Son saldırı…
Ürdün-Suriye-Irak sınırındaki Al-Tanf Üssü’ne.
3 Amerikan askeri öldü.
40’tan fazla yaralı.
ABD şaşkın…
Saldırının kim tarafından yapıldığı bilinmiyor.
Bunu söyleyen Amerikalılar.
Ama hemen İran’ı suçladılar.
Biden, karşılık vereceklerini söyledi.
ABD İran’a saldırabilir mi?
Bir çılgınlık yapabilir mi?
Öyle kolay görünmüyor.
Son dönemde her hamlesi ters tepti.
Bölgedeki tüm üsleri açık hedef.
İran’ın tavrını kestirmek çok zor.
Bu nedenle de temkinli.
ABD’den yapılan son açıklama…
John F. Kirby’nin ifadeleri…
Olaydan sonra saldırıyı üstlenen, Irak'taki İslami Direniş’i işaret etti.
İran öne çıkarılmıyor.
Biden savaşı yaymaktan yana değil.
Bunu da açık açık söylüyor.
İran konusunda geri adımın işareti.
ABD neden çok dikkatli?
Irak işgali döneminde önemli görevler yapmış bir emekli diplomat şu değerlendirmeyi yaptı:
“Dünyada ABD’nin dokunulmazlığı bitti.
Afganistan’da karizmayı çizdirdi.
Arkasından Ukrayna…
Tam bir fiyasko…
Avrupa’yı da ateşe attı.
Ekonomileri felaket.
ABD karşıtlığı yükseliyor.
Kafkasya’da yeni cephe açma planı çöktü.
Gazze’de yaşananlar…
Son yılların en büyük darbesini aldı.
Bunun içeride de yansımaları var.
Kongre baskını ile zirveye çıkan olaylar…
Yoksullaşan orta sınıfın isyanı…
Teksas’ta işin silahlı çatışma boyutuna gelmesi…
Kriz giderek derinleşiyor.
Teni bir hata yapmaktan korkuyor.
Sütten ağzı yandı, yoğurdu üfleyerek yiyor.”
İran, “saldırıyla ilgimiz yok” dedi.
Dışişleri Sözcüsü Nasır Kenani…
İran’a yönelik iddiaların arkasındaki güce vurgu yaptı.
“ABD’yi bölgede savaşa çekmek isteyenlerden” söz etti.
Gelişmeleri yakından izleyenler…
“İsrail bu işin içinde mi?” sorusunu gündeme getirdi.
ABD-Türkiye ilişkileri…
Belli ki bir mutabakat yapılmış.
İsveç’in NATO üyeliğine onay da bu kapsamda.
İktidar taviz vererek sonuç alma çabasında.
Ancak ABD daha fazlasını istiyor.
“ABD’ye elini verirsen kolunu kurtaramazsın.
Hatta tüm vücudunu ister” demiştik.
Aynen öyle oluyor.