Gelişmeler peş peşe yaşandı.
Erdoğan İdlib’de “ateşkes” .
Sonra da “ABD seyretmesin, İdlib’e müdahale etsin” dendi.
Eş zamanlı olarak “Yusuf Nazik operasyonu” piyasaya sürüldü.
Medya üzerinden Suriye ve Esad düşmanlığı körüklendi.
“Esad yönetimi ile masaya oturalım, anlaşalım” sesi kesilmeye
çalışıldı.
Arkasından da faiz oranları uluslararası mafyalaşmış finans
kuruluşlarının talebi doğrultusunda yükseltildi.
Bir seferde 6,25 puan artırıldı.
HER ŞEY İYİ GİDİYORDU
Sanki bütün bu gelişmeler birbiriyle bağlantılıydı.
İşler iyi gidiyordu. Trump ve ABD yöneticileri Türkiye’ye yönelik
eleştirilerini durdurdular. Türkiye’yi ekonomik krizle “ağlarına
düşürdüklerini” ıyorlardı.
ABD, İdlib üzerinden yeniden Fırat’ın batısına atlamaya
çalışıyordu. İdlib’deki “elemanlar” hemen harekete geçirildi.
“Astana süreci dağılıyor” diye ellerini ovuşturmaya başladı.
SÜRPRİZ GELİŞME
Ama sürpriz bir gelişme oldu. Erdoğan Putin’le Soçi’de buluştu.
Tahran zirvesinde yaşanan “İdlib kırılması” onarıldı.
ABD’nin tüm planları suya düştü.
Astana süreci ayaktaydı.
İdlib’e girişinin önü kesildi.
Şimdi Fırat’ın doğusu hedefte.
Oysa ki ABD neler neler hayal etmişti..!
Şimdi elindekini de kaybetmekle karşı karşıya.
FÜZELER ATEŞLENDİ
ABD son gelişmeyi kabullenemedi. Daha Soçi anlaşmasının mürekkebi
kurumadan füzeler ateşlendi. İsrail üzerinden Suriye vuruldu.
Bu da yetmedi, Rus uçağı kalkan yapılarak Suriye fü...