15 Eylül tarihli yazım.
Yazımın başlığı şöyleydi:
“ABD’ye taviz, onu saldırganlaştırır”
Sonrasında da şu uyarıları yapmıştım:
“Türkiye’de birileri ‘denge’(!) peşinde.
‘Batı ile Asya arasında,
ABD ile Rusya arasında denge kuralım,
Bundan Türkiye kazanır’ diyorlar.
İnce bir taktik izliyorlar.
İktidar içinde safça buna inananlar da var.
Bu tezi ortaya atanlar,
Ak Parti’nin sıkışmışlığını kullanıyorlar.
Kapalı kapıların arkasında,
İktidar kulislerinde söylenen şu:
‘ABD’yi küstürmeyelim.
Taviz verelim, sakinleştirelim.
Hiç olmazsa seçime kadar idare edelim.
Üstümüze çekmeyelim.
Seçimden sonra bakarız.!
Türkiye’de yüzde 90 ABD’ye karşı.
Güçlü bir dalga var.
Bu nedenle Amerikancılar kıvranıyor.
Açık Amerikancılık yapamıyorlar.
Bu tür görüşler öne sürüyorlar.
Yaptıkları iş çok açık.
Seçime kadar ABD’yi değil.
İktidarı idare etme peşindeler.
Seçim öncesi ABD’ye karşı adım istemiyorlar.
Geri dönüşü zor kararları önlemeye çalışıyorlar.
Bütün umutları seçim.”
Bunları yazarken bildiklerim vardı.
Amerikancı ekip iş başındaydı.
Amerika’yı değil,
Amerika adına Türkiye’yi ikna peşindelerdi.
İsrail’i de bu amaçla kullanıyorlardı.
Yeni, “deliğe süpürmeyin kullanıcılar.”
Rusya konusunda da devreye girdiler.
Sürekli olumsuzlukları öne çıkardılar.
Başımıza gelecekleri sıraladılar.
Hükümeti ikna(!) ettiler.
Bankalarımıza MİR’i askıya aldırdılar.
Daha önce de yaşadık.
İran’a yaptırımları kabul etmedik.
Ama tavizler verdik.
ABD tavizleri kendine dayanak yaptı.
Her seferinde daha fazlasını istedi.
Firmalarımıza ulaştı.
Tehdit etti.
İşlerini önemli ölçüde engelledi.
Devletin zafiyetinden yararlandı.
Şimdi yine aynı yöntemi izliyor.
ABD niye Çin’e, Hindistan’a ses çıkaramıyor?
Kararlı durdun mu diş geçiremiyor.
Ekonomiden sorumluları…
Külliye’den yetkililer…
ABD tehditlerine karşı direnmediler.
ABD iç hukuku olan yaptırımları,
BM kararı gibi gördüler.
“Yaptırımları delmiyoruz” açıklaması yaptılar.
Oysaki en yetkili ağızlar,
“Rusya’ya yaptırımları kabul etmiyoruz” demişti.
Yaptırımları kabul etmiyorsak…
“Delmiyoruz.
Yaptırımlara uyuyoruz” açıklamaları neyin nesi…