AKP sık sık “Türkiye’yi uçurmakla” övünür. İktidara getirildiği
2002 yılı sonunda dünyada kredi bolluğu vardı. ABD Irak işgalinde
Türkiye’yi kullanmak için kesenin ağzını açmıştı.
Türkiye borç bulmada sorun yaşamıyordu. Bu nedenle işler
tıkırındaydı. Başkasının parasıyla hovardalık yapıldı. Üretime
dayalı politikalar yerine, borçlanarak yola devam edildi.
Seçimler de alınan bu borçlar sayesinde kazanıldı.
RAKAMLAR HER ŞEYİ ÖZETLİYOR
Ama “borç yiyenin kesesinden yediği” unutuldu. İzlenen politikanın
eninde sonunda duvara toslayacağı belliydi. Öyle de oldu.
İşsizlik: 2003 yılında yüzde 10,37 idi, 2017’de 10,9.
Tüketici enflasyonu: 2003’te 18,36 idi. 2017’de 11,9.
Üretici enflasyonu: 2003’te 13,94’tü 2017’de 15,47.
Dış ticaret açığı: 2003 yılında 22 milyar 86 milyon dolardı.
2017’de 76 milyar dolardan fazla.
Cari açık: 2003’te 6 milyar 900 milyon dolardı, 2017’de 37 milyar
dolara yükseldi.
Bu yıl işler daha da kötü. Tüketici enflasyonu yılın ilk yedi
ayında yüzde 15’in üstünde. Üretici enflasyonu yüzde
25’lerde...
Rakamlar ortada. AKP iktidarında 14 yıl sonra başa dönüldü. Hatta
2018, 2003’den de kötü...
Üstümüzdeki 500 milyar dolara yakın borç dağı da cabası.
KARA GECE
Pazartesiyi salıya bağlayan gece garip şeyler oldu. Dolar adeta
patladı. 5 lira 42 kuruşu aştı. Döviz borcu olanlar telefonlara
sarıldı. Ne olduğunu anlamaya çalıştı.
“2001 krizinden sonraki en kritik gece” yorumu yapıldı.
HERKES ZORDA
Sadece işçi...