Dünyada ciddi bir bilgi kirliliği yaşanıyor. Tabi Türkiye’de de.
Ekonomide, siyasette, magazinde, ...
Kimisi cehaletten, kimisi de bilinçli.
İkisi de tehlikeli.
Hele de okumanın geri plana itildiği günümüzde.
SOSYAL MEDYA
İnsanlar ya televizyonda duyduklarına inanıyor;
Ya da ceplerindeki telefonlarda gördüklerine.
Adına “sosyal medya” deniyor.
Canlı bomba gibi.
Nerede, ne zaman patlayacağı belli değil.
Kimse, “kim, ne, niçin, nasıl, nerede, ne zaman”
sorularına yanıt aramıyor.
Doğru mu, yanlış mı diye sorgulamıyor.
Oltaya takılıyor.
ERDAL İNÖNÜ
CHP-DYP iktidarı dönemiydi.
Rahmetli Demirel ve Erdal İnönü birlikte basın toplantısı
düzenlemişlerdi.
Bir gazeteci İnönü’ye hakkındaki bir iddiayı sordu.
O günlerde bunlar normaldi.
Soru rahatça sorulabiliyordu.
İnönü, “Ben kendimle ilgili söylenenlere gülüp geçiyorum.
Ama ne gariptir ki başkalarıyla ilgili söylenenlere
inanıyorum” yanıtını verdi.
Şimdi durum çok daha vahim.
Kontrol iyice kaybedilmiş durumda.
Düşman da bundan yararlanıyor.
Halk içinde kargaşa yaratma peşinde olanlar fırsatı kaçırmıyor.
CIA’NIN YÖNTEMİ
Bilgi kirliliği en çok CIA’nın kullandığı bir yöntem.
CIA’nın FETÖ gibi örgütleri de yolda.
“Kara gücü” PKK da aynı.
Adına da “psikolojik savaş” diyorlar.
Yakın geçmişimizde örnekleri çok.
Çavuşesku’nun devrilmesi.
Temaşver’de 80 b...