İktidar Batı’da para arıyor.
Batı para vermek için şartlar koşuyor.
Ekonomi yönetimine yapılan atamalar…
Sonrasında alınan kararlar…
Bank of America ilk günden açıkladı.
“Döviz kurlarını yükseltin.
Faizleri arttırın.”
Yapılanlar da esas olarak bu.
Uluslararası mafyalaşmış finans kuruluşları…
ABD derin devletiyle birlikte çalışır.
IMF ve Dünya Bankası…
Hepsi iç içedir.
Ekonomide tavizle yetinmezler.
Siyasi taviz de isterler.
Elini verdin mi kolunu kaptırırsın.
NATO’nun genişlemesi…
İsveç’in NATO üyeliği…
Suriye’de PKK devletçiğini tanıma…
Kıbrıs’ta tek devlet…
Mavi Vatan’dan vazgeçme…
Ege’de 12 mil dayatması…
NATO savaş gemilerinin Karadeniz’e çıkması…
FETÖ ve PKK ile mücadelenin durdurulması…
İstekleri saymakla bitmez.
Herkesin ağzında aynı nakarat.
“Acil paraya ihtiyaç var.”
Bunun için adres de gösteriliyor.
Batılı finans kuruluşları…
“Ne derlerse yapalım.
Para gelmezse batarız.
Başka çaremiz yok” fikri işleniyor.
“Batı’ya mahkumuz” algısı oluşturuluyor.
Peki gerçek bu mu?
Türklerin yurt dışındaki paraları…
Toplam 500 milyar dolar deniliyor.
Hadi 300 milyar dolar olsun.
Bu Türkiye’nin tasarrufu.
Diğer bir deyişle,
Türkiye’nin Batı’ya verdiği kredi.
Dış borcumuza yakın.
Bu para Türkiye’ye getirilebilir mi?
Elbette getirilir.
Devlet ne için var.
Ekonomide yaratılan güvensizlik…
Birikimleri sistem dışına çıkardı.
Vatandaşın elinde onlarca milyar dolar var.
Tonlarca altın yastık altında.
Bir banka müdürü dostum anlattı.
“Vatandaş güvensiz…
Kendine göre önlem aldı.
Banka kasalarındaki altınlar, dolarlar…
Şubedeki mevduatlardan fazla.
Şu anda sistem dışında.
Hiçbir işe yaramıyor” dedi.
Anadolu’dan gelen haberler de benzer.
İşi bilenlere rakamı sordum.
“100 milyar dolardan çok fazla” bilgisini verdiler.
Altın ithalatına vurgu yaptılar.
Devlette çalışmış…
Ekonomide üst düzey görevlerde bulunmuş bir dostum şunları söyledi:
“Devlet gerekeni yaparsa…
Güven verir, kararlı olursa…
Yurt dışındaki paraların önemli bölümü gelir.
Şu anda bu konuda sıkıntı var.
Güven sağlanırsa iş kolaylaşır.
Yastık altındaki döviz ve altın sisteme girer.
Batı’ya ihtiyaç kalmaz.
Peki bu güven sağlanabilir mi?
Sağlanır.
Ama birilerinin hesabı başka.
Türkiye Batı’ya mahkûm edilmek isteniyor.
Bu kafayla olmaz.”