Trump Türkiye'yi tehdit etti.
Fırat'ın doğusuna müdahale ederse "Türk ekonomisini
mahvedeceklerini" söyledi.
Tepki büyük.
İşçi, memur, esnaf, emekli, öğrenci, ... herkes ABD tehdidini
konuşuyor.
NOKTA HEDEF
Türk ekonomisinde yaşanan kriz uzun süredir ABD ve CIA'nın ilgi
alanındaydı. Londra ve Washington'daki sıcak para arayışları
yakından takip ediliyordu.
Türk ekonomisinin "yapısal sorunlarını" fırsat olarak
görüyorlardı.
"Bugün Türkiye'nin Aşil topuğu ekonomi" tespiti yapıyorlardı.
Trump'un tehdidi "ekonomi" üzerinden yapması da anlamlı.
Yani Trump'un densizliği değil;
Amerikan devletinin kararı.
Ekonomi, yumuşak karın olarak görülüyor.
"Nokta hedef" sözkonusu.
JOHNSON'UN MEKTUBU
Türkiye 1964 yılında Kıbrıs'a müdahale edecekti.
ABD istemedi.
Dönemin ABD Başkanı Lyndon Johnson, Başbakan İsmet İnönü'ye bir
mesaj gönderdi.
Kıbrıs'ta Johnson, Fıratın doğusunda Trump.
Sadece yöntem farklı.
O gün mektup kullanılmıştı.
Şimdi twitter paylaşımı.
Ama üslup aynı.
ABD her sıkıştığında o "vahşi yüzü" hemen ortaya çıkıveriyor.
ERDOĞAN'IN SÖZLERİ
Trump'un tehdidi sonrasında herkes Erdoğan'dan gelecek açıklamayı
merak ediyordu. Erdoğan AKP Meclis grup toplantısında çok
yumuşaktı. Trump'un tehdidi ile ilgili olarak, "Bizi üzdü" demekle
yetindi.
Arkasından tehdit sonrası Trump'la yaptığı telefon görüşmesini
anlattı. "Dün gece bu meseleleri tekrar konuştuk. Tarihi öneme
sahip anlayış birliğine vardığımıza inanıyorum. Gayet müspet bir
görüşme oldu" dedi.
İlginçti.
NET VE ETKİLİ YANIT VERİLMELİ
Tehdit açık.
Yapan ABD Başkanı.
Peki yanıt ne olmalı?
Konuyu uzmanlarına sordum.
Siyasetçiler, kıdemli diplomatlar, emekli komutanlar, ...
ABD'ye net ve etkili yanıt verilmesini istediler.
İNCİRLİK, DİYARBAKIR, KÜRECİK
Öneriler genelde aynı. Toplumun tüm kesimleri döne döne aynı şeyi
söylüyor. Trump'a verilecek yanıt da benzer. İşte olardan öne
çıkanlar:
-İncirlik ve Diyarbakır üslerindeki ABD faaliyetleri
durdurulmalı.
-Kürecik kapatılmalı.
-Suriye yönetimi ile hemen diyaloga geçilmeli.
-Şam'a derhal büyükelçi atanmalı.
-Astana Süreci daha da aktifleştirilmeli.
-Acilen Putin, Erdoğan, Ruhani zirvesi yapılmalı.
-ABD'ye, "sıkıntı çeksek de direniriz" mesajı verilmeli.
-Halk hazırlanmalı.
-Seçim gerilimine son verilmeli.
-İçerde birlik sağlanmalı.
GÜVENLİ BÖLGE
ABD Türkiye sınırının Suriye tarafında 20 millik "güvenli bölge"
önerdi. Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu "öneri bizim" dedi. Erdoğan da
olumlu baktığını söyledi.
ABD'nin isteği ile Türkiye'nin gündeme getirdiği "güvenli bölge"
çok farklı. Buna rağmen bakanın ve Erdoğan'ın açıklamaları biraz
garip oldu.
ABD, Türkiye ile Suriye, Rusya, İran arasına nifak sokma
derdinde.
Umarım "güvenli bölge" dostlar arasında bir krize yol açmaz.