12 Eylül milat oldu.
IMF, Dünya Bankası, ... böyle istedi.
Devlete karşı büyük bir kampanya yürütüldü.
Özal başı çekti.
Devletin elindeki kuruluşların satışına başlandı.
Etibank, Sümerbank, Et-Balık Kurumu, SEKA, Çimento fabrikaları, Şeker fabrikaları, barajlar, köprüler, ... teker teker satıldı.
Belediyelerin piyasada fiyatları dengeleyen Tanzim Satış Mağazaları vardı. Hepsi kapatıldı.
GEREKÇE
Gerekçe olarak da;
“Devlet sanayicilik yapmaz.
Devlet ticaretle uğraşmaz.
Devlet bakkal, manav işletmez.
Devlet çiftçilik yapmaz.
Devlet kasaplık yapmaz.
Devlet ayakkabı, basma üretmez...” dendi.
AKP de iktidara gelirken, “Özal’ın devamıyız” diye yola çıktı. “Babalar gibi satmakla” övündü. Ne varsa sattı, savdı...
NE OLDU?
‘Borç yiyen kesesinden yer’ diye bir atasözü var.
O oldu.
Ekonomi çöktü.
Zamlar durmuyor.
İktidar iyice sıkıştı.
Şimdi kurtuluşu devletçilikte arıyor.
Kapatılan tanzim satış mağazaları yine devrede.
Hani devlet kasaplık, manavlık, bakkallık, ticaret, ... yapmazdı..!
BETONARME TABUTLAR!
Kartal’da sekiz katlı bina çöktü.
Depremden değil.
Sel de gelmedi.
Kendi kendine yıkıldı.
Oysa ki İşçi Partisi 21 yıl önce uyarmıştı.
Dinleyen olmadı.
21 kişi diri diri moloza gömüldü.
Bina kaçak.
İMAR BARIŞI(!)
İstanbul’da bunlardan binlerce var.
Hepsi ‘betonarme tabut’.
Oy uğruna gizlenecekler.
‘İmar barışı’ diye aklanacaklar.
Yani İstanbull...