Gazetelerde haberler…
Boy boy fotoğraflar…
Arabalar, villalar, lüks yaşamlar…
Dolardan bigudi yapanlar…
Sosyal medya fenomenleri…
Değirmenin suyu nereden geliyor?
Karışık…
Kimisi kara para aklıyor…
Kimisi saadet zinciri kurmuş.
Serbest piyasa ekonomisi…
Titan titana…
İstanbul’da, İzmir’de, …
Seçil Erzan davası, o davası, bu davası…
Sürekli gazete sayfalarında.
Televizyon ekranlarında.
Tanınmış antrenörler, futbolcular…
Yerliler, yabancılar…
Sadece onlar mı?
Başkaları da var.
Her meslekten, her kesimden uyanıklar…
Milyon dolarlar kazanmışlar.
Yetmemiş daha fazlasını istemişler.
Birileri çıkmış…
Yüksek faiz vadetmiş.
Dolar bazında yüzde 25, 30, 35, …
Sadece kendileri kanmamış…
Arkadaşlarını da sürüklemişler.
Dolar bazında bu kadar faiz…
Hiçbir yerde görülmemiş.
Muhataplarına;
“Bu faizi veriyorsunuz.
Ama nasıl karşılayacaksınız?
Hangi işi yapacaksınız da kâr edeceksiniz?
Dünyada örneği yok.
Sizin marifetiniz ne?” diye sormamışlar.
Vadedilen milyon dolarlar…
Akıllarını başlarından almış.
Gözlerini kör etmiş.
İkna çeteleri kurulmuş.
Ballandıra ballandıra anlatmışlar.
Parası olanlar yönlendirilmiş.
Çok para kazandıracaklarını söylemişler.
Ne kadar komisyon aldılar bilinmiyor.
Ama tuzağa düşenler kaybetmiş.
Bazıları tehlikeyi görmüş.
Paralarını kurtarmak için dostlarını satmışlar.
Onları da sisteme sokmuşlar.
“Çok getirirseniz, çok kazanırsınız.
Geç kalmayın, acele edin” demişler.
Sistemin adı bile onların adı olmuş. “….. …..
fonu” konmuş.
Dostlarının paralarıyla kendi alacaklarını kurtarmışlar.