2020 yılı…
Azerbaycan Karabağ’da savaşa başladı.
İşgal altındaki toprakları için harekete geçti.
Ermenistan Rusya’ya başvurdu.
Kolektif Güvenlik Antlaşması’na dahildi.
Yardım istedi.
Rusya’nın tavrı net oldu:
“Savaş Ermenistan topraklarında değil.”
Karabağ’ın Azerbaycan’a ait olduğunu söyledi.
İran da benzer açıklamalar yaptı.
Türkiye Azerbaycan’ın yanında yer aldı.
Türkiye, Rusya, İran, Azerbaycan…
Bölge ülkeleri ortak hareket etti.
Karabağ’daki 30 yıllık işgal sona erdi.
Bir anlaşma yapıldı.
Hankendi, Hocalı’nın bir bölümü…
Masada çözülecekti.
Ermeni diasporası…
ABD, Fransa, … devreye girdi.
Ermenistan anlaşmaya uymadı.
Askersizleştirilecek yerlere asker yerleştirdi.
Bu da yetmedi.
ABD’nin Kafkaslara girme planına destek verdi.
ABD ile askeri tatbikat…
Ukrayna’ya destek…
“Putin’i tutuklama” kararını kabul etme…
Rusya’yı hedef alma…
Peş peşe adımlar attı.
Paşinyan savaş sonrası ılımlıydı.
3+3 formülüne destek verdi.
Ermenistan’ı da kurtaracak bir model.
Bölge ülkeleri birlikte kalkınacaktı.
Ama ABD ve Batı desteğine güvendi.
Anlaşmayı bozdu, ABD’nin aleti oldu.
Kafkaslar’a sızma planına yataklık yaptı.
Putin “Doğu Ekonomik Formu”na katıldı.
Rusya’nın en doğusunda Vladivostok’ta.
13 Eylül’de bir açıklama yaptı.
Özetle şöyle dedi:
“Karabağ Azerbaycan toprağıdır.
Paşinyan da bunu imzaladı.
Azerbaycan hakim olduğu yerlerde,
Ermenilere kötü davranmıyor.”
Bu açıklama önemliydi.
Konunun uzmanlarına ne anlama geldiğini sordum.
“Putin Azerbaycan’a yol verdi.
Karabağ’ın tamamını al dedi.
Azerbaycan mesajı almıştır.
Kısa süre içinde harekete geçer.” yanıtını
verdiler.
Bu açıklamadan 6 gün sonra…
Azerbaycan ordusu operasyon başlattı.
“Karabağ’da anayasal yapıyı yeniden tesis etmek amacıyla
antiterör operasyonu başlattık. Siviller ve altyapı tesisleri hedef
alınmıyor, yalnızca meşru askeri hedefler yok ediliyor.”
bilgisi verdiler.