Ekonomide izlenen politikalar…
Halkın alım gücünü düşürüyor.
ÖTV, KDV artışları…
Ekonomi yönetimi kolaycılığa kaçıyor.
Dolaylı vergilere yükleniyor.
Bunun anlamı şu:
Kriz yoksulun üzerine yıkılıyor.
Cep telefonuyla milyonlar, milyarlar kazananlar…
Vurguna devam ediyorlar.
Ekonomi yönetimi şunu söylüyor:
“En kötüsü geride kaldı.”
Bu cümleyi kaç kez duyduk.
Berat Albayrak:
“En kötü geride kaldı.
Mart şubattan, nisan marttan... iyi olacak” demişti
Bakan Nurettin Nebati:
“Şöyle bir uyusak, 6 ay sonra uyansak…
Çok daha iyi bir Türkiye göreceğiz.”
Mehmet Şimşek:
“En kötü geride kaldı.”
Artık kimse görmeden inanmıyor.
İzlenen neoliberal politikalar…
“Altta kalanın canı çıksın” anlayışı.
Her yerden olumsuz sesler geliyor.
İflaslar gündemde…
Beraberinde işsizlik yükselecek.
Bu politikalar sürdürülebilir mi?
Çok zor…
Emekliler, asgari ücretliler…
Toplu sözleşme imzalayan işçiler…
Ücret artışlarının hiçbir anlamı kalmıyor.
Birkaç ayda eriyor.
Eski alım gücünün altına düşüyor.
Herkes tepkili.
Bu işin nereye varacağı…
Nasıl durdurulacağı tartışılıyor.
DİSK, TÜRK-İŞ ve HAK-İŞ konfederasyonları.
Farklı görüşleri var.
Aralarının da çok iyi olduğu söylenemez.
Ama, ekonomik durum…
Emekçilerin hali onları bir araya getirdi
TÜRK-İŞ Genel Başkanı Ergün Atalay,
HAK-İŞ Genel Başkanı Mahmut Arslan,
DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu…
Birlikte hareket etme kararı aldılar.
Ergün Atalay sakindir.
Tribünlere oynamayı pek sevmez.
Ama artık dayanacak hali kalmamış.
TÜİK’in enflasyon rakamını eleştirdi
Gerçekçi olmadığını bildirdi.
Özetle, “Bu kriz ne 94 krizine, ne 2001 krizine, ne de 2008 krizine benzemiyor. Ülkemizde yüzde 20'lik kesim refah içinde yaşıyor, bedelini yüzde 80 ödüyor. Kemeri sık, faizi artır, vergileri yükselt… Bu çözüm değil. İşçinin üzerinden ellerini çeksinler. Bir evde ekonomik kriz varsa o evde huzur yoktur” dedi.