Ekonomik krize çözüm aranıyor.
Günlerdir konuşulan 3 konu:
Faizler ne kadar yükselecek?
Döviz fiyatları inecek mi çıkacak mı?
KKM’den çıkan para dövize gitmesin…
Borsaya yönelsin çabaları…
“Faiz, döviz, borsa.”
Türkiye bu üçlü kıskaçta debeleniyor.
Zengini daha zengin, fakiri daha fakir yapan politikalar.
OVP açıklandı.
Büyümeden söz edilse de eğreti…
Üretimi desteklemek için kaynak ayrılmıyor.
İzlenen politikalar ortada.
Ana hatlarla şöyle:
Tüketimi kısma…
Ekonomiyi yavaşlatma…
Peşinden olacaklar belli…
Çarkların durması, iflaslar ve işsizlik.
Tam anlamıyla “altta kalanın canı çıksın”
durumu.
Neoliberal politikaların klasik sonucu.
Seçimden önce mazot 18 liraydı.
Şimdi 40 lirayı aştı.
Yapılan zam çok yüksek.
Mazota destek ise yüzde 35’te kaldı.
Çiftçi durumdan rahatsız.
“Aldığım mazot yüzde 100’den fazla arttı.
Destek niye artmıyor” diye sitem ediyor.
Gübre ve ilaç için de aynı şey geçerli.
Şu anda destekler anlamsız hale geldi.
Yasaya göre çiftçiye tarımsal destek oranı belli.
Milli gelirin yüzde biri…
Bu bugün 186 milyar lira yapıyor.
Ama yarısı anca veriliyor.
Taban fiyatlar da çok düşük.
TMO buğdaya ortalama 9 lira verdi.
Çiftçi ise 6-6,5 liradan buğday sattı.
Mısır fiyatları şaşkınlık yarattı.
Pancar açıklanmadı.
Ayçiçeği de sürüncemede.
Piyasada oluşan fiyat 10-12 lira.
Geçen yılın altında.
Masrafı karşılamıyor.
Çorumlu soğan üreticileri aradı.
Soğan para etmiyormuş.
Ürün tarlada kalmış.
Sökmek için özel bankalardan kredi alıyorlarmış.
Neoliberal politikalara dönüldü.
Çiftçi ortada bırakıldı, tüccara terk edildi.
Küçük aile işletmeleri…
Ayakta kalması zorlaştı.
Pandemi sonrası yaşananlar...
Tüm dünya tarımın önemini kavradı.
Üretim için kesenin ağzını açtılar.
Türkiye’de ise tam tersi.
Neredeyse üretim yapan cezalandırılıyor.
Çiftçi sayısı sürekli azalıyor.
Gelecek açısından sıkıntılı…
Çiftçilerle sohbet ediyoruz.
Sert tepki gösteriyorlardı.
Şimdi işi mizaha döktüler.
Mazot 40 lirayı aşınca…
“Mazotun 40’ı çıktı, sıra 52’sinde” diyorlar.
İş bu noktaya gelmişse…
İktidar için tehlikeli…