ABD ve Avrupa ülkeleri…
Bize ballandıra ballandıra anlattılar.
Gelişmişlik düzeyini…
Kişi başına düşen milli geliri…
Uyguladıkları neoliberal politikaları önümüze örnek olarak
koydular.
Aynı yoldan yürümemizi istediler.
Peki anlatılanlar gerçek mi?
ABD ve Avrupa ülkelerinin zenginliği…(!)
Büyük bölümü sömürgelerinden.
Asya’nın, Afrika’nın değerleri…
Ülkelerine taşıdılar.
Hem de dünyanın en vahşi yöntemleriyle.
Daha anlaşılır bir ifade ile söylersek…
Batının zenginliğinde, yoksul ülkelerin
halklarının kanı, göz yaşı var.
En son Irak ve Libya’yı düşünün.
Irak petrolü için yapılan savaş…
1 milyon Müslüman Iraklıyı öldürdüler.
Binlerce kadına tecavüz ettiler.
Libya’da yaşananlar da aynı.
Bu ülkelerin işçi sınıfı…
Beklenen itirazı göstermiyor.
Çünkü sömürgelerinden çalınan kaynakların bir bölümünü de onlara
veriyorlar.
Mutlulukları, kazandıkları…
Bir kısmı kanlı para…
Bu nedenle seslerini çıkarmıyorlar.
Ama bu düzen hep böyle gitmiyor.
Dünya halkları uyanıyor.
Asya ayağa kalktı.
Latin Amerika direniyor.
Sıra Afrika’da.
Sömürgeci sistemin sonu yaklaşıyor.
Şimdi ülke içinde birbirlerine düştüler.
İzlenen neoliberal sistem çatırdıyor.
Küçük bir azınlık zenginleşiyor.
Orta sınıf eriyor.
Geniş halk yığınları yoksullaşıyor.
Sömürgelerden gelen paralar azalınca…
Kendi insanlarını daha çok sömürüyorlar.
Avrupa Parlamentosu seçimleri…
Herkes sonuçlarını tartışıyor.
Şu anki yönetimler…
ABD’nin kuyruğuna takılmışlardı.
Rusya’ya yönelik yaptırımlar…
Arkasından gelen çıkmaz.
Enerji krizi, yüksek enflasyon, durgunluk…
Doğal sonucu büyümenin düşmesi.
Halkın alım gücünün azalması…
Kitlesel tepkilerin ortaya çıkması…
Kısacası neoliberal sistem çöküyor.
Seçim sonuçları da bunun yansıması.
Türkiye’deki durum…
31 Mart seçim sonuçları…
Avrupa’dakine benziyor.
Kemal Derviş, Babacan, Şimşek…
Yıllarca neoliberalizmi uyguladılar.
Sıcak para ila halk afyonlandı.
Borç para ile geçici rahatlık…
Sonsuza kadar gitmezdi.
Şu anda yaşadığımız kriz…
İzlenen yanlış politikaların sonucu.