31 Mart yerel seçimleri…
Halk güven içinde sandığa gitti.
Sandık civarında sohbetler…
Piknik havası hakimdi.
Kiminin çocuğu boynunda…
Kiminin kucağında ya da yanındaydı.
Çocuklar meraklıydı.
Oy nasıl kullanılıyordu…
Küçük yaşlarda öğreniyorlardı.
Eskiden “yaparak, yaşayarak eğitim” vardı.
Bir anlamda o gerçekleşti.
Seçimlere katılım oranı…
ABD’de en fazla yüzde 66,9 olmuştu.
Avrupa’da çok daha aşağılarda.
Bizde son seçimde yüzde 78.
ABD ve Avrupa ülkelerinin çok üstünde.
Buna rağmen düşük bulunuyor.
Nedenleri tartışılıyor.
Rusya’daki son seçimde de aynı.
Ne diyelim;
Bize demokrasi öğretmeye kalkanlara ders olsun.
Sonuçlara gelince…
Fazla tartışmaya gerek yok.
Her şey çok net.
AK Parti ağır bir yenilgi aldı.
Hem oy kaybetti hem belediyeleri.
Peki CHP kazandı mı?
Genelde yapılan değerlendirme şöyle:
“CHP kazanmadı, AK Parti kaybetti.”
Peki bu sonuç AK Parti için sürpriz mi?
Hemen yanıt vereyim: Değil.
Seçimin 15-20 gün öncesi…
Konuştuğum tüm AK Parti yöneticileri…
Moralleri bozuktu.
Seçimlerle ilgili sorularımı da yanıtladılar.
Hiç de saklamadılar.
Sonuçlar kötüydü.
Ankara, İstanbul, İzmir, Mersin, …
Hepsini kaybedeceklerini ifade ettiler.
Bunlara Bursa, Balıkesir, … gibi illeri de eklediler.
Bir tek Antalya’dan umutlulardı.
Seçimden sonra da aradım.
Değerlendirmelerini sordum.
Özetle şunları söylediler:
“Seçimde iyi sonuç beklemiyorduk.
Yerelde mevcut durumun devamını…
Biraz daha sıkıntılı olabileceğini
düşünmüştük.
Yaşanan sorunlar…
Özellikle de hayat pahalılığı…
Seçmenin bir uyarı yapacağı açıktı.
Ama beklediğimizden daha ağır oldu.
Ancak bir hatırlatma yapalım.
Bu yerel seçim.
Genel seçimleri yapalı bir yıl olmadı.
Halk bize ülkeyi yönetme görevi verdi.
Önümüzde daha 4 yıl var.
Bu süreyi iyi kullanmamız lazım.
Sorunları çözersek durumu kurtarırız.
Ama işimiz çok da kolay değil.”